Aim: We wanted to
evaluate the effect of incontinence subtypes on the quality of life scores of
patients and the status
of doctor consultation in patients with urinary
incontinence.
Methods: The cohort consisted of all women who accepted to
participate in the study on a weekend for International Women’s Day Campaign at
Izmir International Fair were included. A questionnaire including
socio-demographic characteristics, data regarding UI, risk factors of UI and
the validated International Consultation on Incontinence Questionnaire-Short
Form (ICIQ-SF) were filled by urologists with face-to-face interviews.
Women with cognitive disability impeding response to
the questionnaire or those suffering from dementia and under the age 18 years
old were excluded. Urge and stress
urinary incontinence was compared in terms of the quality of
life scores and the status
of doctor consultation.
Results: A total of 719 women were included and the prevalence
of urinary incontinence was 50.3% in our study. SUI was the most common type of
urinary incontinence with a rate of 34.8%.
MUI and UUI were detected in 50 (6.9%) and 62 (8.6%) women,
respectively. There were no statistical differences between UUI and SUI in terms
of ICQ-SF 4 question score (2.4±0.9 vs 2.3±0.9) and ICQ-SF total scores (8±3,9
vs 7,5±4) (p=0.085 and p=0.590). Mean
QoL (ICQ-SF 5) of UUI was worse than SUI (3,8±2,5 vs 3,3±2,4; p=0.042) and
treatment seeking rates were higher in women with UUI compared to women with
SUI (45.1% vs 24%; p<0.001).
Conclusions: Urinary incontinence is a highly prevalent health
problem affecting almost half of the adult women with a rising prevalence with
aging. Although the prevalence of stress urinary incontinence is higher than
urge incontinence; urge incontinent patients tend to consult a doctor more than
stress urinary incontinent patients because of worsen quality of life scores.
Quality of life stress urinary incontinence urge urinary incontinence urinary incontinence urinary incontinence
Amaç: Üriner
inkontinanslı hastalarda inkontinans alt tiplerinin hastaların yaşam kalitesi
skorlarına ve doktora başvurma oranlarına etkilerini araştırma amaçlandı.
Yöntem: İzmir Enternasyonal Fuar’ında 8 Mart Dünya Kadınlar Günü
nedeniyle yapılan etkinlikte anket doldurmayı kabul eden 18 yaş üzeri kadınlar çalışmamıza
dahil edildi. Katılımcılara; sosyodemografik karakteristikler, üriner
inkontinans farkındalığı, üriner inkontinansın ciddiyeti ve yaşam kalitesi
üzerine etkisi, doktora başvuru oranları, üriner inkontinans olası risk
faktörlerini ve valide edilmiş ICIQ-SF formunu da içeren anket yapıldı. Sıkışma ve stres tip inkontinansın yaşam
kaliteleri üzerine ve doktora başvuru oranları üzerine etkileri
karşılaştırıldı. Bilinen kognitif bozukluğu olan ya da 18 yaşından küçük olan
katılımcılar çalışmaya dahil edilmedi.
Bulgular: Toplam 719 kadın çalışmaya dahil
edildi ve üriner inkontinans prevalansı %50,3 olarak hesaplandı. Stres üriner
inkontinans %34,8 oranla (250 hasta) katılımcılarda en fazla saptanan üriner
inkontinans alt tipi oldu. Sıkışma tipi üriner inkontinans ve karışık tip
üriner inkontinans sırasıyla 50 (%6,9) ve 62 (%8,6) katılımcıda saptandı. Her
ne kadar urge üriner inkontinans ve stres üriner inkontinanslı katılımcılar
arasında semptomların ciddiyeti bakımından ICQ-SF 4 ve ICQ-SF total skorları arasında anlamlı
farklılık saptanmasa da (2,4±0,9 vs 2,3±0,9, p=0,085; 8±3,9 vs 7,5±4,0 p=0,590);
urge üriner inkontinanslı katılımcılarda stres üriner inkontinanslı katılımcılara göre ortalama QoL değerleri daha
kötü (3,8±2,5 vs 3,3±2,4; p=0,042) ve tedavi amaçlı doktora başvuru oranları
anlamlı olarak daha yüksek saptandı (%45,1 vs %24; p<0,001).
Sonuç: Üriner inkontinans katılımcıların
yaklaşık yarısını etkileyecek kadar yüksek prevalansa sahip önemli bir sağlık
sorunudur. Çalışmamızda her ne kadar stres üriner inkontinans yüzdeleri daha
fazla olarak saptansa da sıkışma tipi üriner inkontinans, hastaların yaşam
kalitesini daha kötü olarak etkilediğinden doktora tedavi amaçlı başvuru
oranları daha yüksek olarak saptanmıştır. Diğer taraftan bu kadar sık olarak
saptanan stres üriner inkontinanslı hastaların doktora başvuru oranlarını ve
hastalığın farkındalık oranlarını arttırabilmek amacıyla çalışmalar yapılması
gerektiğini düşünmekteyiz.
Subjects | Health Care Administration |
---|---|
Journal Section | Original article |
Authors | |
Publication Date | December 1, 2018 |
Published in Issue | Year 2018 Volume: 10 Issue: 1 |
e-ISSN: 2548-0251
The content of this site is intended for health care professionals. All the published articles are distributed under the terms of
Creative Commons Attribution Licence,
which permits unrestricted use, distribution, and reproduction in any medium, provided the original work is properly cited.