The contemporary terrorist organizations mostly motivated by religious understanding and one of the best representatives of this new terror environment is undoubtedly The Islamic State of Iraq and al Sham (ISIS). The United States, which was one of the countries most affected by this wave of terror, has played an important role in emergence and development of ISIS knowingly or unknowingly. In this context The United States has supported the mujahedeen, who had jihadist understanding, against Soviet forces. And this action helped the formation of the contemporary jihadist groups such as Al-Qaeda and ISIS. The steps, taken by the United States, in the direction of fulfilling gap due to the overthrown of Saddam by featuring Shiites instead of Sunnites in political life of Iraq facilitated for jihadists, who fled from Afghanistan following to intervene by United States, to gain support and land in Iraq by exploiting sectarian divergence in the country. In addition, the jails established by the United States following the occupation have been transformed into both ideological training area and the source of militant for jihadist organizations. In this context, it can be said that the United States has played a role in emergence and gaining strength of ISIS, which is considered to be one of the most dangerous terrorist organizations of today.
Günümüzdeki terör dalgası daha çok dini bir motivasyona sahiptir ve bu yeni terör ortamının en önemli temsilcilerinden biri ise Irak ve Şam İslam Devleti (DAEŞ)’dir. Bu terör dalgasından en çok etkilenen ülkelerden biri olan Amerika Birleşik Devletleri (ABD) farkında olarak ya da olmadan DAEŞ’in ortaya çıkmasında ve gelişiminde önemli bir rol oynamıştır. Bu çerçevede 1979 yılında Sovyet Sosyalist Cumhuriyetler Birliği’nin (SSCB) Afganistan’ı işgali üzerine bölgedeki mücahitlere destek veren ABD doğrudan El-Kaide ile DAEŞ’in kuruluşuna öncülük eden bugünkü cihatçı grubun oluşumuna yardım etmiştir. 11 Eylül saldırılarını takiben Mart 2003’te Saddam rejimini devirmesinin yarattığı güç boşluğunu ülkedeki Sünnileri dışlayıp Şiileri ön plana çıkarak doldurma yönünde attığı adımlar ise Afganistan’dan kaçan cihatçıların ülkedeki mezhepsel kırılmadan faydalanarak destek ve alan kazanmalarını sağlamıştır. Ayrıca işgali takiben ABD tarafından ülkede kurulan hapishaneler, cihatçı örgütler için hem bir ideolojik eğitim alanı hem de militan kaynağına dönüşmüşlerdir. Bu çerçevede ABD’nin attığı çeşitli adımlarla günümüzdeki en tehlikeli terör örgütlerinden biri olarak görülen DAEŞ’in ortaya çıkışı ile güç kazanmasında rol oynadığı söylenebilir.
Primary Language | Turkish |
---|---|
Journal Section | Articles |
Authors | |
Publication Date | December 30, 2019 |
Published in Issue | Year 2019 Volume: 11 Issue: 2 |
This work is licensed under a Creative Commons Attribution 4.0 International License.
LOCKSS system is used as an archiving system for the preservation and restoration of data in this journal.