There is a general consensus among the scholars that foreign policy making in Turkey is traditionally an elite-driven process, which is largely immune to public opinion influences. In this context, the role of Turkish media in foreign policy processes conforms to the elitist model, which restricts it to transmitting information from political elites to the masses, rather than to the pluralist model, which cites a wide-array of media impact on the processes of foreign policy. This study questions the validity of such contentions by analyzing the arguments of foreign policy columnists in a remarkable case; Libya in 2011. Turkish foreign policy dramatically shifted during the 2011 crisis in Libya, particularly on the question of military intervention against Qaddafi forces. The AKP Justice and Development Party government first resolutely opposed to the NATO-led military intervention in Libya, but a short while after stepped back. Such dramatic change presents an opportunity to analyze whether the media maintains an independent position from the government, which is necessary but not sufficient condition for media impact on decision-makers. In this context, the article presents a content analysis of selected foreign policy columns within the Turkish media regarding the AKP government’s Libya policy before and after the NATO intervention in 2011. The article aims to contribute to our understanding of the nature of media’s role in Turkish foreign policy and addresses the following question: Is the effect of media limited to transmitting information from policy-makers to the masses, or is it an active effort to influence foreign policy decision-makers?
Akademik çevrelerde, Türkiye’de dış politika yapımının geleneksel olarak kamuoyu etkilerinden geniş ölçüde muaf seçkin-merkezli bir süreç olduğuna dair bir fikir birliği mevcuttur. Bu bağlamda, Türkiye’de medyanın dış politika süreçlerinde oynadığı rol, medyanın çeşitli etkileri olduğunu ifade eden çoğulcu modelden ziyade, bu rolü, siyasi seçkinlerden kitlelere bilgi aktarımına sınırlayan seçkinci modele uymaktadır. Bu çalışma, dış politika yazarlarının dikkat çekici bir vaka olan 2011 Libya krizi konusundaki savlarını inceleyerek sözkonusu kanaatin geçerliliğini sorgulamaktadır. Türk dış politikası Libya’daki 2011 krizi esnasında, özellikle Qaddafi güçlerine karşı NATO müdahalesinde yeralma konusunda kendisiyle çelişen bir görünüm arz etmekteydi. AKP Adalet ve Kalkınma Partisi hükumeti, NATO’nun Libya’ya askeri müdahalesine önce kararlı bir şekilde karşı çıkıp kısa bir süre sonraysa geri adım attı. Bu keskin değişim, medyanın dış politika konusunda hükumetten bağımsız bir pozisyona sahip olup olmadığı konusunu inceleme fırsatı sunmaktadır. Bağımsız pozisyon medyanın karar-alıcıları etkileyebilmesi için gerekli ancak yeterli olmayan bir koşuldur. Bu bağlamda, makale NATO’nun 2011 müdahalesi öncesi ve sonrasında yayınlanan ve AKP hükumetinin Libya politikasını konu edinen dış politika köşeyazılarının içerik analizini sunmaktadır. Makale medyanın Türk dış politikasındaki rolünün doğasını anlama çabalarına katkıda bulunmayı amaçlamaktadır ve şu soruya yanıt aramaktadır: Medyanın etkisi politika-yapıcılardan kitlelere bilgi aktarımı ile mi sınırlıdır, yoksa dış politika karar alıcılarını etkileme yönünde etkin bir çaba mıdır?
Primary Language | Turkish |
---|---|
Journal Section | Research Article |
Authors | |
Publication Date | July 1, 2013 |
Published in Issue | Year 2013 Volume: 5 Issue: 1 |
This work is licensed under a Creative Commons Attribution 4.0 International License.
LOCKSS system is used as an archiving system for the preservation and restoration of data in this journal.