The expansion of cultural spaces in the 21st century, driven by sustainability, cultural heritage conservation, and urban identity formation, has become a key factor in shaping cities globally. Museum clusters serve not only as spaces for cultural production but also as architectural and urban entities that redefine spatial relationships, transform public space, and promote social, cultural, and economic development. The concept of the museum-city is examined through the spatial integration of museums, their role within the urban fabric, and their influence on public space, emphasizing the dialectic relationship between cultural institutions and the city. Focusing on Denver’s Civic Center Cultural Complex, this study explores how museum clusters extend beyond individual architectural objects to reconfigure the urban fabric, establish spatial continuity, and redefine the built environment’s character. Using a multi-layered and meshworked framework, the research examines evolving spatial patterns and the changing relationships between cultural institutions and urban form. The Frederic C. Hamilton Building of the Denver Art Museum serves as a case study, illustrating how museum clusters enhance spatial porosity and act as mechanisms of urban continuity. The findings highlight the role of museum clusters in reinforcing spatial relationships between architecture and its users, redefining urban identity, and contributing to sustainable urbanism. The museum-city model is ultimately framed as a comprehensive urban strategy that transcends isolated architectural objects, transforming public space into a site of collective memory, cultural interaction, and knowledge exchange.
Museum Cluster Museum Campus Civic Center Cultural Complex Cultural Meshworks 21st Century Museum
21. yüzyılda, sürdürülebilirlik, kültürel mirasın korunması ve kent kimliğinin inşası odaklı kültürel mekânların genişlemesi, kentlerin küresel ölçekte kimlik kazanmasında belirleyici bir unsur haline gelmektedir. Bu bağlamda, müze kümeleri, yalnızca kültürel üretim mekânları olarak değil, aynı zamanda mimari ve kentsel yapılar olarak mekânsal ilişkileri yeniden tanımlayan, kamusal alanı dönüştüren, sosyal, kültürel ve ekonomik gelişimi teşvik eden kentsel bileşenlerdir. Müze-kent kavramı, müzelerin mekânsal uyumunu, kent dokusundaki konumları ve kamusal alan üzerindeki etkileri çerçevesinde ele alınarak, kültürel kurumlar ile kent arasındaki diyalektik ilişkileri incelemektedir. Bu çalışma, Denver Kent Kültür Merkezi Alanı örneği ile müze kümelerinin bireysel mimari nesnelerin ötesine geçerek kentsel dokuyu nasıl yeniden biçimlendirdiğini, mekânsal sürekliliği nasıl sağladığını ve yapılaşmış çevrenin nasıl dönüştüğünü incelemektedir. Çok katmanlı ve ağ örüntülü bir çerçeve kullanılarak mekânsal örüntülerin dönüşümü ve kültürel kurumların kentsel biçimle değişen ilişkileri analiz edilmektedir. Denver Sanat Müzesi’nin Frederic C. Hamilton Binası, müze kümelerinin mekânsal geçirgenliği artıran ve kentsel sürekliliği sağlayan yapılar olarak işlev gördüğünü gösteren bir örnek olarak ele alınmaktadır. Bulgular, müze kümelerinin mimari mekân ile kullanıcı arasındaki mekânsal ilişkileri güçlendirdiğini, kent kimliğini yeniden tanımladığını ve sürdürülebilir kentleşmeye katkıda bulunduğunu ortaya koymaktadır. Sonuç olarak, müze-kent modeli, yalnızca tekil mimari yapıları değil, kamusal alanı kolektif hafıza, kültürel etkileşim ve bilgi paylaşımı mekânı olarak yeniden kurgulayan kapsamlı bir kentsel kavram olarak değerlendirilmektedir.
Primary Language | Turkish |
---|---|
Subjects | Architectural Design |
Journal Section | Research Articles |
Authors | |
Early Pub Date | March 16, 2025 |
Publication Date | March 15, 2025 |
Submission Date | February 15, 2025 |
Acceptance Date | March 15, 2025 |
Published in Issue | Year 2025 Volume: 9 Issue: 1 |
Content of this journal is licensed under a Creative Commons Attribution NonCommercial 4.0 International License