Corruption allegations are a frequently-encountered issue in international investment arbitration. These allegations are mainly used as a defense mechanism by states, aiming to dismiss investors’ assertions in arbitral proceedings, because if corruption is upheld, the tribunal will be deprived of jurisdiction. Adjudicating corruption, on the other hand, is a very challenging task to accomplish for tribunals. This is mainly due to the lack of means and mechanisms to conduct serious investigations and fact finding in order to establish corruption. Because adjudicators cannot abstain from rendering a verdict even though they doubt facts or evidence, legal systems have adopted some tools to aid this process. The concepts of burden and standard of proof are two the main tools that have been used for this purpose. However, even though there are a few clauses regarding the standards of evidence in UNCITRAL Rules or IBA Rules, there is a lack of binding regulation of standards of evidence in international arbitration law. Also, there are no rules under the ICSID Convention regarding the allocation of burden and standards of proof. In this context, the analysis of the application and allocation of the burden and standard of proof in international investment law becomes an essential issue for resolving such disputes.
International Investment Arbitration ICSID Burden of Proof Standard of Proof Corruption Allegation
Tarafların yolsuzluk suçlamaları uluslararası yatırım tahkiminde sıklıkla karşılaşılan bir meseledir. Bu suçlamalar tahkim surecinde çoğunlukla devletler tarafından bir savunma olarak öne sürülmekte olup yatırımcıların taleplerinin reddini amaçlamaktadır. Çünkü eğer yolsuzluk hükmü sabit hale gelirse tahkim kursusunun yetkisi ortadan kalkar. Öte yandan yolsuzluk hususunda hükme varmak tahkim kürsüleri için hayli zorlu bir görev teşkil etmektedir. Bunun ana sebebi de tahkim kürsülerinin yerel mahkemelerin aksine yolsuzluk hükmü kurmak için ellerinde yeteri kadar tahkikat yapma gücü bulunmamasıdır. Modern hukukta yargıçlar uyuşmazlığa ilişkin esaslardan ya da kanıtlardan şüphe etseler dahi hüküm kurmaktan kaçınamazlar. Bu sebeple hukuk sistemleri hüküm kurma surecinde yargıçlara yardımcı olması amacıyla belirli kurumları kullanmaktadırlar. Bu kurumlardan ispat yükü ve ispat şartı bu amaçla kullanılan kurumların en temel olanlarındandır. Buna rağmen her ne kadar bu hususta UNCITRAL, IBA ve ICSID kuralları içerisinde birkaç hüküm bulunsa dahi uluslararası tahkim hukukunda ispat yükü ve şartına ilişkin bağlayıcı ve genel kabul görmüş kural eksikliği mevcuttur. Buna ek olarak, ICSID Konvansiyonunda da ispat yükü ve ispat şartlarının taraflar arasında nasıl tahsil edileceğine ilişkin bir kural bulunmamaktadır. Bu bağlamda söz konusu ispat yükü ve ispat şartı kurumlarının uluslararası yatırım hukukunda nasıl uygulandığının incelenmesi yolsuzluk gibi ciddi tahkikat gerektiren hususlarda uyuşmazlık çözümü için önem arz etmektedir.
Primary Language | English |
---|---|
Subjects | Law in Context |
Journal Section | Articles |
Authors | |
Publication Date | June 29, 2022 |
Submission Date | March 1, 2021 |
Published in Issue | Year 2022 Volume: 42 Issue: 1 |