Geleneksel dünyanın temel değerlerinden biri olan ölüm, söz konusu toplum tipinde, dünyanın varsayılan sonsuz mutluluğunun bir başlangıcı olarak kabul edilmektedir. Ölüm, tarihsel süreç içerisinde hem hayatın doğal bir parçası hem de dönem dönem kutsal bir hadise olarak kabul edilmiştir. Ancak modernite ile birlikte yaşam stratejisinde ve gerçekliğe bakış açısında önemli değişiklikler yaşayan bireyler, evcilleştirilmiş ölümden uzaklaşmak suretiyle ölümü uzaklaştırmaya ve yasaklamaya çalışmıştır. Geleneksel toplumdan moderniteye kutsallıktan sıyrılan ölüm aynı zamanda dünyevi bir olgu olarak anlaşılmış, bireyin sorumluluk ve pratik alanına sığdırılmıştır. Yani ölüm toplumsallığını terk ederek tamamen bireysel bir alana kaydırılmıştır. Bu bağlamda ölüm bir kapatım yeri olarak mezarlıklara hapsedilirken, tanrısal olan bağlarının kopmasına fırsat tanınmıştır. Modernliğin farklı evresinde ise modernliğin klasik ve ilk evresinden farklı olarak baştan çıkarılan ve ayartılan bir ölümsüzlük gerçeği ile karşılaşmaktayız. Bu çalışmanın temel amacı, kutsal ve evcil kabul edilen ölümden modernite ile birlikte yasaklanan ve uzak tutulan ölüme hatta farklı modernlik evresinde ayartılan ölümsüzlük anlayışlarına dair sosyolojik bakış açısının değerlendirilmesidir
Death –one of the fundamental values of the traditional world- is considered as the inception of the default infinite happiness of the world within the same society. The same phenomenon of the death is acknowledged as a natural flow of life and sacred –where relevant- within historical process. However, individuals going through significant changes in life strategy and reality perspective with the modernity, tried to expel and forbid the death by moving off the domesticated death. The concept of death -leaving its sacred area/falling out from its sacredness while transforming from traditional society to modern society- was also comprehended as an earthly phenomenon and was placed within the individual’s responsibility and practice area. Thus, leaving it collectivism, death became a complete part of an individual area. In this context, while death was detained in graveyards as a place of closure, it was given a chance to break its divine bonds. In a different stage of modernity, we face an immortality reality which is seduced and intrigued, different from the classic and first stage of the modernity. The main objective of this study is to evaluate the sociological perspectives on the immortality understandings on the death acknowledged as sacred and domesticated, death forbidden and expelled with the modernity, and even the death intrigued in a different modernity stage
Primary Language | Turkish |
---|---|
Journal Section | Research Article |
Authors | |
Publication Date | January 1, 2019 |
Published in Issue | Year 2019 Volume: 7 Issue: 2 |
The journal "Researcher: Social Sciences Studies" (RSSS), which started its publication life in 2013, continues its activities under the name of "Researcher" as of August 2020, under Ankara Bilim University.
It is an internationally indexed, nationally refereed, scientific and electronic journal that publishes original research articles aiming to contribute to the fields of Engineering and Science in 2021 and beyond.
The journal is published twice a year, except for special issues.
Candidate articles submitted for publication in the journal can be written in Turkish and English. Articles submitted to the journal must not have been previously published in another journal or sent to another journal for publication.