Türkiye ve Almanya ilişkileri 1960‟lı yılların başından itibaren bambaşka bir seyir kazanmıştır. Bu gelişmelerin etkisi kendisini sadece siyasi ve ekonomik ortaklıklarda değil, bunun ötesinde sosyal ve kültürel alanda hissettirecek, günümüzde sürdürecektir.
1960‟lı yılların başında gelenlerin büyük kısmı zamanla kalmayı tercih etti. Bu sırada da bu yabancı ülkede konuk olmayı unutmak istediler. Bu gelişme Türk-Alman ilişkilerini nereye götürdü? Bir yanda entegre olmuş sınırlı bir Türk nüfus varlığını gösterirken, diğer yanda Almanca konuşamayan genç ve yaşlı bir nüfus. Çalışma bu gelişmeleri göz önünde bulundurarak iki ülke ilişkilerinde bu insanların etkisini analiz etmeyi ve entegrasyon politikasının bir iç mesele olmanın ötesinde uluslararası bir mesele haline geldiğini ortaya koymayı amaçlamaktadır. Böylece bir iç politika meselesinin nasıl bir dış politika meselesine dönüştüğünü görebileceğiz.
Aynı zamanda bu şekilde Türk Alman ilişkilerine Almanya‟da yaşayan Türklerin etkisi dışında Almanya‟daki Türk‟lerin Türkiye‟nin AB sürecine nasıl bir etkide bulunduklarını analiz etmek imkanına da sahip olabilmekteyiz. Türkiye bu nüfusun varlığının Türk tezlerini savunacak bir araç olduğu kadar, bu sürece engel olabileceğini de dikkate almak zorundadır. Bu nedenle de bu kimselerin içine kapanmasını teşvik etmek yerine uyum politikalarına destek vererek entegrasyonun asimilasyon olmadığını bu kişilere göstermek zorundadır. Bu hem dış politika hem de iç politik için vazgeçilmez bir unsur olacaktır.
Primary Language | Turkish |
---|---|
Journal Section | 2009/2 Makaleler |
Authors | |
Publication Date | December 1, 2009 |
Published in Issue | Year 2009 Volume: 2009 Issue: 2 |