Niksar Kalesi, Kelkit Çayı ile birleşen Çanakçı Çayı ile Maduru Çayı arasındaki alana hâkim bir tepe üzerinde yer almaktadır. Kalenin ilk yerleşim yeri hakkında kesin bir bilgi yoktur. Tarihi kaynaklardaki kayıtlara göre en erken Pontus Dönemi'nde (MÖ 280-MS 66) var olduğu düşünülen Niksar'daki yerleşim günümüze kadar devam etmiştir. Tokat Müze Müdürlüğü başkanlığında 2015 yılında başlayan ilk bilimsel kazılara 2016 yılında devam edilmiş ve bir süreliğine ara verilen çalışmalara 2021 yılında yeniden başlanmıştır. Bu çalışmada, 2021 yılında İç Kale’de yapılan kazı çalışmaları ve ele geçen buluntular değerlendirilmiştir. Niksar İç Kalesi, tamamı surlarla kuşatılmış, teraslar halinde batıdan doğuya doğru giderek yükselen dört bölümden oluşmaktadır. Niksar Kalesi, batıdan doğuya doğru teraslar şeklinde yükselen tamamı surlarla çevrili dört bölümden oluşmaktadır. Kalenin en yüksek noktası olan dördüncü terasta kazılara başlandı. Kazılar sonucunda bir sarnıç, sarnıca giden bir koridor ve farklı büyüklükte altı adet dikdörtgen birim tespit edilmiştir. Birimler henüz zemin seviyesine inilmediği için bu kısımlar stratigrafi vermeyen karma bir yapı göstermektedir. Buluntular ise Hellenistik Dönem'den Osmanlı Dönemi'nin sonuna kadar geniş bir yelpaze oluşturmaktadır. Çoğu Orta Çağ'a ait olan buluntular pişmiş toprak, metal, kemik, cam ve taş gibi farklı malzemelerden üretilmiştir. Ele geçen buluntular arasında dikdörtgen, kare ve altıgen kesme tuğla ve bir yüzü sırlı taşlar bu alanda saray olabilecek özel bir yapının olduğunu göstermektedir.
Niksar Castle is located on a hill that dominates the area between Çanakçı Stream, which joins Kelkit Stream, and Maduru Stream. There is no definite information about the first settlement in the castle. According to the records in historical sources, the settlement in Niksar, which is thought to have existed in the earliest Pontus Period (280 BC - 66 AD), has continued until today. The first scientific excavations in the castle started in 2015 under the Presidency of the Tokat Museum Directorate, continued in 2016, and the work, which was interrupted for a while, was resumed in 2021. In this study, the excavations carried out in the Citadel in 2021 and the findings unearthed were evaluated. Niksar Citadel consists of four sections, all of which are surrounded by walls, rising from west to east as terraces. Excavations started on the fourth terrace, which is the highest point of the Citadel. As a result of the excavations, a cistern, a corridor leading to the cistern and six rectangular units of different sizes were identified. Since the units have not been descended to the ground level yet, these parts show a mixed structure that does not give stratigraphy. The finds, on the other hand, constitute a broad spectrum from the Hellenistic Period to the end of the Ottoman Period. The finds, most of which belong to the Medieval Period, were produced from different materials such as terracotta, metal, bone, glass and stone. Among the finds uncovered, rectangular, square and hexagonal cut bricks and stones glazed on one side indicate that there is a special structure that could be a palace in this area.
Primary Language | Turkish |
---|---|
Journal Section | Research Articles |
Authors | |
Publication Date | December 31, 2022 |
Submission Date | February 15, 2022 |
Published in Issue | Year 2022 |