Şerif Mardin, Türkiye’deki düşünce ve edebiyatın yüzeyselliğini, daemon yokluğuna bağlar. Ona göre, “Daemonik”, insan şahsiyetinin tümünü bir dalga gibi kaplama potansiyeli taşıyan herhangi bir tabii eğilimdir. Cinsiyetin kudretini, yaratıcının inadını, kızgınlığın yakıcılığını, iktidar hırsını da insanın daemonik uzantıları sayar. Daemonik güç kavramını belirtmenin dilimiz açısından zor olduğunu ifade eden yazar, bunun sebebini, insanın “daemon” tarafının hem geleneksel hem de çağdaş kültürümüzde örtülü kalmış ve bırakılmış bir insan davranışı ekseni oluşturmasına bağlar. Daemon’un kabul edilmediği, maskelendiği ve yalnız “kötü” ile bir tutulduğu uygarlıklarda edebiyatın ve sanatın yüzeysel kalmaya mahkûm olduğunu ifade eden Mardin, tasavvufu dışta tutarak İslam resmi kültüründe ve Osmanlı kültüründe “daemon” “şer-şeytan” ile bir tutulduğundan yaratıcı bir güç olarak ortada olmadığını söyler. Ancak tasavvufu dışta tutarak, ona hiç temas etmemesi iddiasındaki en zayıf halkayı oluşturur. Çünkü tasavvufun tarihi boyunca şeytan, sadece kötü ile bir tutulmamış ve mutasavvıflar, Şerif Mardin’in aradığı daemonik tavrın en etkili örneklerini ortaya koymuşlardır. Bu bağlamda XIII. yüzyıl Anadolusunda ortaya çıkan tasavvufi hareketler çerçevesinde daemonik teşekküller incelenmeye çalışılmıştır.
Sharef Mardin, connects the superficiality of thought and literature in Turkey to the daemon absence. According to him, “Daemonic” is any natural trend that has the potential to cover the entire human personality like a wave. It counts the power of gender, the persistence of the creator, the burning of anger, and the ambition of power to daemonic extensions of man. Stating that it is difficult for our language to state the concept of daemonic power, the author attributes this to the fact that the “daemon” side of human constitutes an axis of human behavior that has been covered and left behind in both traditional and contemporary culture. Stating that literature and art are doomed to be superficial in the civilizations where Daemon was not accepted, masked and held alone with “evil”, Mardin is a creative force since it is held in “Islamic” and Ottoman culture with “daemon”, “evil-devil” by excluding Sufism. Tells you that you are not in the middle However, by excluding Sufism, it forms the weakest link in the claim that it never touches it. Because, throughout the history of Sufism, the devil has not only been kept with the evil and the Sufis have revealed the most effective examples of the daemonic attitude that Sharef Mardin sought. In this context, daemonic organizations were tried to be examined within the framework of the mysticism movements emerging in the 13th century Anatolia.
Primary Language | Turkish |
---|---|
Journal Section | Research Articles |
Authors | |
Publication Date | December 25, 2020 |
Submission Date | July 13, 2020 |
Published in Issue | Year 2020 |