This study comprehensively examines the relations established by the Seljuk State of Turkey with non-Muslim communities living in Anatolia from the late 11th century to the early 14th century, focusing primarily on religious aspects as well as legal, socio-cultural, and economic dimensions. The article scrutinizes the Seljuk policies toward non-Muslims based on the dhimmi status in Islamic law, within the framework of historical practices and administrative pragmatism. The concept of “Seljuk tolerance” is critically analyzed, revealing that this approach was, in fact, a flexible and pragmatic form of governance shaped by the needs of the era. The study meticulously explores the religious and worship freedoms, societal roles, economic activities, and legal autonomy of non-Muslims, with a particular focus on Jewish, Syriac, Armenian, and Greek communities. Moreover, the article highlights the humanistic and intellectual relations between Rumi and his circle with non-Muslims, shedding light on the individual-level reflections of the multi-religious and multicultural structure of Anatolia. In addition, topics such as the post-Byzantine transformation of Anatolia, migration, settlement policies, and the positioning of pre-Islamic communities under the new administration are analyzed within their historical context. This research demonstrates that the relations with non-Muslims during the Seljuk period of Turkey were too multi-layered and dynamic to be reduced merely to a discourse of tolerance or an understanding of oppressive domination. In this respect, the study aims to offer a new contribution both to the historiography of the Seljuk State of Turkey and to the discussions on multicultural governance models within the framework of Islamic political thought.
Bu çalışma, Türkiye Selçuklu Devleti’nin XI. yüzyıl sonlarından XIV. yüzyıl başlarına kadar Anadolu’da yaşayan gayrimüslim topluluklarla kurduğu ilişkileri başta dinî olmak üzere hukukî, sosyo-kültürel ve ekonomik boyutlarıyla bütüncül bir şekilde ele almaktadır. Makale, İslâm hukukunun zımmî statüsüne dayanan gayrimüslim politikalarını, tarihsel pratikler ve idari pragmatizm çerçevesinde sorgulamaktadır. Selçuklu hoşgörüsü kavramı eleştirel bir süzgeçten geçirilerek, bu anlayışın dönemin ihtiyaçlarına göre şekillenen esnek ve faydacı bir yönetim biçimi olduğu ortaya konmaktadır. Gayrimüslimlerin inanç ve ibadet özgürlükleri, toplumsal hayattaki rolleri, ekonomik faaliyetleri ve hukuki özerklikleri, Yahudi, Süryanî, Ermeni ve Rum toplulukları özelinde ayrıntılı biçimde incelenmektedir. Makale, Mevlânâ ve çevresinin gayrimüslimlerle kurduğu insani ve entelektüel ilişkileri de vurgulayarak, Anadolu’daki çokdinli ve çokkültürlü yapının bireysel düzlemdeki yansımalarına ışık tutmaktadır. Ayrıca Bizans sonrası Anadolu’daki dönüşüm, göç, yerleşim politikaları ve İslâm-öncesi cemaatlerin yeni yönetim altında nasıl konumlandıkları gibi konular da tarihsel bağlam içinde analiz edilmektedir. Bu araştırma, Türkiye Selçukluları döneminde gayrimüslimlerle kurulan ilişkilerin ne salt bir hoşgörü söylemine ne de baskıcı bir tahakküm anlayışına indirgenemeyecek derecede çok katmanlı ve dinamik olduğunu ortaya koymaktadır. Bu yönüyle çalışma, hem Türkiye Selçuklu tarih yazımına hem de İslâm siyaset düşüncesi çerçevesinde çokkültürlü yönetim modellerine dair yeni bir katkı sunma çabasındadır.
Bu çalışma etik kurul onayı gerektirmemektedir.
Yok
| Primary Language | Turkish |
|---|---|
| Subjects | Political and Civilization History of Islam |
| Journal Section | Research Articles |
| Authors | |
| Publication Date | October 31, 2025 |
| Submission Date | July 7, 2025 |
| Acceptance Date | October 30, 2025 |
| Published in Issue | Year 2025 Issue: Özel Sayı |