İnsan hayatının her alanını konu edinen sinema, yaşam pratiklerini değiştirip dönüştürmekte yeni bakış açıları oluşturmaktadır. Teknoloji alanında yaşanan gelişmeler sinemaya katkı sunarak sinemanın konusu olmaya ve insanın hayal gücünü zorlamaya devam etmektedir. Mekanikleşen dünyada insan kullanımına sunulan araçların taşımakta olduğu üstün özellikler bireyleri gelecek konusunda düşündürmekte ve distopik, bilim kurgu filmlerini beslemektedir. Geleceğe dair karamsar tablolar çizen distopik çalışmalar toplum içerisinde var olan eşitsizlikleri ele alarak kurtuluşa dair olan umutları görmezden gelmekte ve mevcut döngünün devamının habercisi niteliği taşımaktadır. Erdem Tepegöz’ün senaristlik ve yönetmenliğini üstlendiği Gölgeler İçinde filmi yaşadığımız dünyadaki distopik unsurları sinematik açıdan ifşa etmektedir. Türk sinemasının kapsamlı ilk distopik filmi olma özelliğine sahip olan film, Türk sineması açısından öncü olmakta ve konu hakkında çalışmak isteyenlerin yolunu açmaktadır. Kapitalist sistemin vazgeçilmez bir parçası haline gelen gözetleme araçları bireyleri tahakküm ve kontrol altında tutmakta döngüsel hareketlerin devamlılığına hizmet etmektedir. Gözetimin işçi sınıfı üzerindeki etkisini ortaya koyan filmdeki imajlar distopik unsurlara gönderme yapan sosyolojik ve felsefi imalara sahiptir. Filmde özellikle görsel imajların kavramsal uzanımları yoğunlaşmaktadır. Renklerdeki kısıtlılık ister istemez mekanları daha fazla ifşa etmektedir. Ana karakterin Mesih’le özdeşleştirilmesi izleyiciyi arafta bırakmakta ve hikâyenin sonucu hakkında şüpheye düşürmektedir. Ancak sonuçta karanlığın içinden gelen mekanik ses bu şüpheyi ortadan kaldırarak döngünün yeniden ve yeniden kendini üretmesinin bir sonucu olarak izleyiciye distopik dünyanın devamlılığı konusunda fikir vermektedir.
Cinema, which confers almost every aspect of human life, generates new perspectives on altering life practices. Besides, advancements in technology continue to contribute to the cinema and to stretch one’s imagination. In the mechanized world, the superior features of the tools make one ideate the future and feed dystopian science-fiction films. Research on dystopia, depicting pessimistic pictures about the future, ignores the hopes for salvation by addressing the inequalities in society and becomes the harbinger of the continuation of the current cycle. Written and directed by Erdem Tepegöz, “Gölgeler İçinde” successfully unveils the dystopian elements of the contemporary world to screen. Being the first comprehensive dystopian movie in Turkish cinema, it can be considered a pioneer in Turkish cinema and becomes a fruitful subject for prospective researchers. Surveillance tools that are an indispensable part of the capitalist system dominate and control individuals and serve the continuity of cyclical movements. The images in the film suggesting the impact of surveillance on the working class also encapsulate sociological and philosophical implications referring to dystopian elements. The conceptual extensions of visual images are particularly intense in the film. The limited use of colors also inevitably denounces spaces more. Likewise, the identification of the protagonist with Christ leaves the audience in limbo and casts doubt on the finale. However, in the end, a vapid, mechanical sound from the darkness removes the doubt and gives the audience an idea about the continuity of the dystopian world due to a reproducing cycle.
Gölgeler İçinde dystopia science-fiction surveillance panopticon
Birincil Dil | Türkçe |
---|---|
Bölüm | Makaleler |
Yazarlar | |
Yayımlanma Tarihi | 28 Aralık 2022 |
Yayımlandığı Sayı | Yıl 2022 Cilt: 7 Sayı: 14 |