İnsan yaşam alanları ile doğanın bütünleşmesine yönelik yaklaşımlar geliştiren biyofilik tasarım çalışmaları günümüzde giderek artmaktadır. Bu artışta doğal koşullardan uzaklaşan şehirlerin insan üzerindeki olumsuz etkisi önemlidir. Son zamanlarda artan bir biçimde biyofilik mimari tasarımlar kapsamında modern tasarım yaklaşımları geliştirilmektedir. Bunların başında hastane yapıları gelirken hastaların tedavisi için tasarlanan hastane yapıları işlevi gereği çağımıza ışık tutan zengin içerikler barındırırlar. Bu çerçevede çalışmada Osmanlı devletinin kuruluş, yükseliş ve yıkılış öncesi son dönemlerinde inşa edilmiş üç yapının biyofilik tasarım kriterleri açısından analizlerinin gerçekleştirilmesi amaçlanmıştır. Analizlerle farklı dönemlerde inşa edilmiş yapıların arasındaki farklılıklar/değişikliklerin tespiti yapılmış ve günümüze yönelik faydalı olabilecek yaklaşımlar ortaya konmuştur. Değerlendirmede uzun yıllar hüküm sürmüş Osmanlı devletinin kuruluş döneminden Yıldırım Darüşşifası, yükselme döneminden 2. Beyazıt darüşşifası ve yıkılışa yakın son dönemlerinden Dedeağaç Gureba Hastanesi alan çalışması olarak seçilmiş biyofilik tasarım kriterleri kapsamında analiz edilmiştir. Çalışmada, 2. Beyazıt Darüşşifasının Yıldırım Darüşşifasına göre daha yoğun biyofilik yaklaşımları ihtiva ettiği Gureba Hastanesi’nin ise kısmi biyofilik tasarım yaklaşımlarını barındırdığı anlaşılmaktadır.
Biophilic design studies, which aim to integrate human living spaces with nature, have increased in recent years. This rise is largely due to the negative effects of urban environments that have distanced people from natural conditions. Modern design approaches are now increasingly being developed within the scope of biophilic architecture. Among the most prominent applications of these approaches are hospital buildings, which are designed for healing and reflect the characteristics of their time. In this context, the study analyzes three hospitals from the founding, rise, and late periods of the Ottoman Empire in terms of biophilic design criteria. Through these analyses, changes and differences among structures built in different periods were identified, and suggestions were made for beneficial contemporary approaches. For the evaluation, the Yıldırım Darüşşifa from the founding period, the II. Beyazıt Darüşşifa from the rise period, and the Dedeağaç Gureba Hospital from the late Ottoman period were selected as case studies. The findings reveal that the II. Beyazıt Darüşşifa displays more intensive biophilic features compared to the Yıldırım Darüşşifa, while the Gureba Hospital includes biophilic elements only partially. The study highlights the potential value of historical design principles for informing modern healthcare architecture.
| Primary Language | Turkish |
|---|---|
| Subjects | Architectural Heritage and Conservation, Sustainable Architecture |
| Journal Section | Articles |
| Authors | |
| Early Pub Date | November 6, 2025 |
| Publication Date | November 8, 2025 |
| Submission Date | July 25, 2025 |
| Acceptance Date | September 5, 2025 |
| Published in Issue | Year 2025 Volume: 8 Issue: 2 |
Creative Commons Lisansı
Bu eser Creative Commons Atıf 4.0 Uluslararası Lisansı ile lisanslanmıştır.