Amerika Birleşik Devletleri tarihindeki en zorlu sorunlardan biri kölelik kurumudur. Beyaz
ırkın üstünlüğü fikriyle ortaya çıkan kölelik, uygulayıcıları tarafından esas olarak ırk farkı ve
siyahların ırksal olarak daha aşağı olduğu düşüncesine dayandırılmıştır. Bu fikirler Afrika
halklarının topraklarından koparılarak kuzey Amerika kıtasında senelerce köleleştirilerek,
kimliksiz ve yurtsuz bırakılmalarına neden olmuştur. Birleşik Devletler bir ulus olarak kurulduğu
ilk günden itibaren beyaz göçmen Avrupalı halklar dışındaki diğer hiçbir halkın haklarını
tanımamış ve bu halklara ülkenin hiçbir yasal kurucu belgesinde yer vermemiştir. Amerikan
tarihindeki bu dönem ile ilgili ilgi çekici nokta ise on dokuzuncu yüzyılın aynı zamanda
toplumsal cinsiyet normlarının belirlendiği, ev ve ev hayatı kavramlarının beyaz Amerikalılar,
özellikle kadınlar, için yüceltildiği ve Amerikan kültürel yapısının bu doğrultuda şekillendirildiği
bir dönem olmasıdır. Ancak, beyaz kadınlar için idealleştirilen ve Amerikan ulusunun temeli
olarak düşünülen ev kavramı siyah kadınlar için evsizliğin ve köleliğin merkezi olmuştur. Bu
sosyal farklılık kölelik karşıtlığı akımının temel ifade noktalarından biri olarak, kölelik
karşıtlarının hem insan haklarının hem de kadın haklarının kazanılması için birçok eylemde
bulunmasına öncülük etmiştir. Bu doğrultuda, bu makale on dokuzuncu yüzyıl Birleşik
Devletlerindeki kölelik kurumunun kültürel bir norm olarak ortaya çıkan ve kadın kimliğinin
belirlenmesinde önemli bir rol oynayan ev hayatı kavramı ile ilişkisini kölelik karşıtlığı akımı
bağlamında seçilen eserlerde incelemeyi amaçlamaktadır. Kölelik karşıtı yazarlar, ev hayatı
kavramının siyah köle halk için geçerli olmadığını vurgulamış, köleliğin Birleşik Devletler
tarihinin bir parçası olduğunu ve ev hayatına dayandırılan kültürel şekillenmenin yaşandığı bu
dönemde ev kavramının siyah köleler için sadece evsizlik ve boyunduruk anlamına geldiğini dile
getirmişlerdir. Bu açılardan, bu çalışmada kölelik karşıtı yazının hangi açılardan köleliğin
yarattığı kişisel ve sosyal sorunlara yanıt verdiği ve toplumda ne tür bir değişim ve yenilik
sağladığı tartışılmaktadır.
Primary Language | Turkish |
---|---|
Subjects | International Humanitarian and Human Rights Law |
Journal Section | Research Articles |
Authors | |
Publication Date | January 2, 2017 |
Published in Issue | Year 2017 |