Nationalism remains one of the most potent and contested ideologies in modern political discourse, shaping nations' identities and political landscapes worldwide. This article undertakes a comparative analysis of two foundational theories of nationalism, Benedict Anderson’s concept of "imagined communities" and Ernest Gellner’s modernist approach, to explore their contributions to the understanding of national identity formation. Despite the extensive scholarship on nationalism, a gap persists in systematically comparing these two influential theories within a single framework. This paper aims to fill this gap by juxtaposing Anderson’s cultural and media-centric view with Gellner’s structural and economic perspective, providing a more nuanced understanding of how nations are formed and sustained. The methodology of this paper involves a critical analysis of primary texts by Anderson and Gellner, supported by case studies that apply their theories to historical and contemporary examples of nationalism. Through this comparative approach, the paper reveals that while Anderson emphasizes the role of shared cultural experiences and media in imagining national communities, Gellner highlights the socio-economic conditions that necessitate the creation of standardized, homogeneous cultures for the functioning of modern industrial states. The most important result of this research is the recognition that Anderson’s and Gellner’s theories, rather than being mutually exclusive, are complementary, each illuminating different facets of the complex phenomenon of nationalism. This synthesis not only enhances our understanding of nationalism but also provides valuable perspectives for contemporary studies on national identity in an increasingly globalized world.
Milliyetçilik, modern siyasi söylemdeki en güçlü ve tartışmalı ideolojilerden biri olmaya devam etmekte ve dünya çapında ulusların kimliklerini ve siyasi manzaralarını şekillendirmektedir. Bu makale, Benedict Anderson'ın “hayali cemaatler” kavramı ve Ernest Gellner'in modernist yaklaşımı olmak üzere iki temel milliyetçilik kuramının karşılaştırmalı bir analizini yaparak, bu kuramların ulusal kimlik oluşumunun anlaşılmasına katkılarını araştırmaktadır. Milliyetçilik üzerine yapılan kapsamlı çalışmalara rağmen, bu iki etkili teoriyi tek bir çerçevede sistematik olarak karşılaştırma konusunda bir boşluk devam etmektedir. Bu makale, Anderson'ın kültürel ve medya merkezli bakış açısını Gellner'in yapısal ve ekonomik perspektifiyle yan yana koyarak bu boşluğu doldurmayı ve ulusların nasıl oluştuğu ve sürdürüldüğüne dair daha incelikli bir anlayış sağlamayı amaçlamaktadır. Bu makalenin metodolojisi, Anderson ve Gellner'in birincil metinlerinin eleştirel bir analizini içermekte ve teorilerini milliyetçiliğin tarihsel ve çağdaş örneklerine uygulayan vaka çalışmalarıyla desteklenmektedir. Bu karşılaştırmalı yaklaşım sayesinde, Anderson ulusal toplulukların hayal edilmesinde ortak kültürel deneyimlerin ve medyanın rolünü vurgularken, Gellner modern endüstriyel devletlerin işleyişi için standartlaştırılmış, homojen kültürlerin yaratılmasını gerektiren sosyo-ekonomik koşulların altını çizmektedir. Bu araştırmanın en önemli sonucu, Anderson ve Gellner'in teorilerinin birbirlerini dışlamak yerine, her birinin karmaşık milliyetçilik olgusunun farklı yönlerini aydınlatarak tamamlayıcı olduklarının kabul edilmesidir. Bu sentez sadece milliyetçilik anlayışımızı geliştirmekle kalmamakta, aynı zamanda giderek küreselleşen bir dünyada ulusal kimlik üzerine yapılan çağdaş çalışmalar için de farklı bir perspektif sağlamaktadır.
Primary Language | English |
---|---|
Subjects | Political Movement, Political Theory and Political Philosophy |
Journal Section | Research Articles |
Authors | |
Publication Date | January 31, 2025 |
Submission Date | September 5, 2024 |
Acceptance Date | December 19, 2024 |
Published in Issue | Year 2025 Volume: 16 Issue: 1 |