Dünyevi yaşam ile dini yaşam arasında aracılık işlevi gören ruhbanlık kurumu birçok dinde yer alan bir olgudur. Ancak bu kurum Hıristiyanlık için ayrı bir öneme sahiptir.
Çünkü bu dine göre ruhbanlar, İsa Mesih’in yeryüzündeki temsilcileridir. Hıristiyanlıkta ruhbanlığın kökeni Hıristiyan tebliğinin İsa tarafından havarilere devredilmesi geleneğine kadar dayandırılmaktadır. Yeni Ahit’e göre İsa henüz tebliğ faaliyetinin başında – kutsal hiyerarşinin temeli olarak- kendisine inananlardan on iki kişi seçerek havari adını vermiş ve onları çeşitli misyon faaliyetlerine yönlendirmiştir. Hıristiyan inancına göre çarmıha gerildikten sonra dirilen İsa, havarilerine görünerek onları kendisinden sonra da misyonu sürdürmekle görevlendirmiştir (Yuhanna 20/21-23). Havariler kendilerine verilen bu görevle İsa adına tebliğ etme yetkisine sahip olmuştur. Havarilerin, bu yetkiyi sonraki nesillere devretmesi ile Kilise içerisinde günümüze kadar devam eden ruhban teşkilatı oluşmuştur. Bu çerçevede İsa Mesih’ten ilahi görevi yerine getirecek vasıtaları almış olan Kilisenin, yeryüzünde Mesih’in görevini sürdürdüğü, dolayısıyla ilahi otoriteyi temsil ettiği kabul edilmektedir. Bu nedenle ruhban sınıfının dini yaşamın icra ve ifasında önemli görevleri bulunmaktadır. Bununla birlikte Katolik kilisesine göre İsa’nın bu görevi sadece erkeklere tevdi ettiği, bu nedenle kilisede kadınların ruhbanlığa atanmasının müzakere dahi edilemeyeceği belirtilmektedir. Kökenini İsa’nın
oluşturduğu bir kurum olduğundan Kilise kendini kadınları ruhbanlığa atamada yetkili görmemektedir. Bu çalışmamızda Katolik Kilisesine göre ruhbanlık anlayışının kökeni ve
bu doğrultuda kadınların ruhbanlığı konusundaki değerlendirme ele alınacaktır.
Primary Language | Turkish |
---|---|
Journal Section | Articles |
Authors | |
Publication Date | April 29, 2018 |
Published in Issue | Year 2018 Issue: 73 |