İslâmî fırkalar, âhiret hayatında şefaatin geçerli olup olmadığı noktasında farklı görüşlere sahip olmuşlardır. Ehl-i sünnet, şefaatin hak olduğunu ifade ederken, Havâric ve
Mu’tezile başta olmak üzere pek çok fırka şefaati kabul etmemiştir. Şefaat konusundakinâyet ve hadislerle istidlal ederek peygamberlerin yanı sıra hayır ehli bazı insanların şefaat edeceğini belirten Ebû Mansûr el-Mâtürîdî, ilâhî azap ve cezayı gerektiren günahlarınnyanı sıra, cennet ehlinin derecelerinin yükseltilmesi için de şefaatin olacağını açıklamıştır. Diğer itikadî mevzularda olduğu gibi şefaat meselesinde de Ehl-i sünnet’in anlayışının oluşmasına önderlik eden İmam Mâtürîdî, öncelikle bir Müslümanın işlediği günah
sebebiyle imandan çıkmadığına dikkat çekerek, şefaatin müminler için olacağını ifadenetmiştir. Şefaatin hak olduğuna dair görüşünü, akli ve nakli delilerle izah eden İmam
Mâtürîdî, Mu’tezile’nin şefaat konusundaki görüşlerinin geçersizliğini bir sistem dâhilinde ortaya koymaya çalışmıştır. Mâtürîdî, öncelikle Mu’tezile’nin büyük günah sahibine
şefaatin olmayacağı yönündeki görüşünü isabetsiz bularak, bu görüşte olanların, Kur’ân ve hadislerde günah sahiplerinin affedileceğini beyan eden müjdeleri yok saydıklarını,
Allah’ın rahmetini ve Hz. Peygamberin şefaatini ümit eden insanları ümitsizliğe sevk ettiklerini belirtmiştir.
Primary Language | Turkish |
---|---|
Journal Section | Articles |
Authors | |
Publication Date | July 15, 2019 |
Published in Issue | Year 2019 Issue: 78 |