İman ve sevgi, birçok çalışmaya konu olmuş olmakla birlikte bugün de üzerinde en çok konuşulan/tartışılan kavramlar arasında yer almaktadırlar. Soyut kavramları incelemenin daha zor olduğu malumdur. Ancak zor da olsa insanın hayatını devam ettirmesini kolaylaştıran “sevgi” ve bu sevginin bir tezahürü olduğuna kanaat getirdiğimiz “iman” ile ilgili çalışmanın önemi açıktır. İnceleyeceğimiz iman ve sevgi; Kur’ân-ı Kerim’de Hz. İbrahim (a.s.)’ın ifadesiyle “Ben batanları asla sevmem / iman etmem” şeklinde birbirlerinin yerlerine kullanılabileceği kanaatinde olduğumuz sevgidir. Konuyu ele alırken ayet ve hadislerde geçen حب “hubb / sevgi” ve إيمان “iman” kavramlarını tahlil etmeye ve bunların semantik, sosyolojik ve psikolojik yönlerini incelemeye çalışacağız. Çağımızda teknolojik gelişmeler nedeniyle hayatın şekli ve ritmi değiştiğinden; fert ve toplum iman ve sevgi açısından yeni birtakım problemler yaşayabilmektedir. Bu da doğal olarak hem bireysel hem de toplumsal olumsuzlukları beraberinde getirmektedir. Modern toplumlara bakıldığında bu olumsuzlukları görmemiz mümkündür. Son zamanlarda özellikle Batı’da yaygınlaşan ateizm, deizm, nihilizm vb. akımlar bu problemlerin bir kısmını oluşturmaktadır. Çalışmamızda iman ve sevgi kavramlarının birbirleriyle olan farklı ilişkileri üzerinde durmaya çalışacağız. İlim dünyasında imanın sevgi boyutunun yeterince incelenmemiş olması kanaati bizi bu çalışmaya sevk etmiştir
Primary Language | Turkish |
---|---|
Journal Section | Articles |
Authors | |
Publication Date | May 24, 2021 |
Published in Issue | Year 2021 Issue: 86 |