Göstergebilim, temelleri Avrupa ve Amerika’da, yirminci yüzyılın başlarında atılmış
bir bilim dalıdır. Farklı ülkelerde gelişen dilbilim ve göstergebilim okulları, sempozyum
ve konferanslarla göstergebilimin ilgi ve etki alanı genişletmiştir. Türkiye’de ise, göstergebilim
ile ilgili çalışmalar tercüme düzeyinde kalmış, dilbilim içerisinde ele alınan benzer
konularda dahi, Türk dilbilim ve göstergebilim literatürü ve terminolojisi henüz tam
olarak oluşturulamamıştır. Bediüzzaman Said Nursi’nin Eski Said olarak adlandırılan,
1909-1925 yılları arasında telif ettiği eserleri, Asar-ı Bediiye” adı altında bir araya getirilmiştir.
Bu eserde belagat, dilbilim ve göstergebilim ile ilgili çok sayıda konu ve açıklama
mevcuttur. Göstergebilim, insanların iletişim amacıyla kullandıkları göstergeleri,
mecazî anlatım ve sembolleri anlamlandıran bir bilim dalıdır. Gösterge, kendisi dışında
bir şeyi temsil eden ve farklı anlamlar içeren işaretlerdir. Osmanlı döneminde telif edilen
eserlerde ve eski Türkçe olarak ta adlandırılan terminolojide, ayine, ayet, delalet, âlem,
alamet, işaret, nişan ve remz gibi kelimeler, gösterge (sign) anlamında kullanılmaktadır.
Ayrıca kinaye, istiare, mecaz, teşbih, telmih ve ima gibi söz sanatları, bilinen anlamları
dışında manalar içerdikleri için, gösterge olarak ta tanımlanabilirler. Nursi, eserlerinde
belagat inceliklerini ders verirken, gösterge kavramıyla ve göstergebilimin kuramsal
sorunlarıyla ilişkilendirilebilecek bu tür tanımlamalara ve açıklamalara yer vermiştir.
Ayrıca onun eserleri, yan anlamlar içeren temsil-i hikâyeleri ile yorumlayıcısına zengin
manalar aktaran göstergeler mecmuası olarak tanımlanabilir.
Primary Language | Turkish |
---|---|
Journal Section | Articles |
Authors | |
Publication Date | October 30, 2015 |
Published in Issue | Year 2015 Issue: 64 |