Geleneksel sosyal politikanın en temel
mekanizması olarak kabul edilen aile, birbirlerine kan bağı, evlilik ve diğer
yasal yollardan akrabalık bağı ile bağlı olan, çoğunlukla aynı evde bir arada
yaşayan, yetişkin üyelerinin çocukların bakımı için sorumluluk aldığı ve
içindeki bireylerin cinsel, psikolojik, toplumsal, kültürel ve ekonomik
ihtiyaçlarının karşılandığı bir insan topluluğu olarak tanımlanabilir.
Endüstrileşme öncesi tarım toplumlarının geleneksel geniş aile yapısı, üretim
sisteminde yaşanan transformasyonla birlikte çözülmüş ve eğitim, sağlık,
güvenlik gibi fonksiyonlarını tarihsel süreç içerisinde birtakım kamusal
mekanizmalara aktarmıştır. Bununla birlikte bazı temel fonksiyonlarını korumaya
devam eden aile mekanizması, günümüzde toplumsal yaşam içerisinde alternatifi
olmayan ve önemini koruyan sosyal bir organizma olarak karşımıza çıkmaktadır.
Bu düzlem ışığında, aile kurumunun yapısında meydana gelen dönüşümler,
gelenekselden moderne evlilik, ebeveyn ilişkileri, aile içerisinde kadın ve
erkeğin statü ve rollerinde birtakım farklılıklara neden olmaktadır. Bu
çalışmayla hedeflenen tarihsel süreç içerisinde ailenin geçirdiği dönüşüm ve
bunun sosyal politikaya olan etkilerini teorik bir çerçevede analiz etmektir.
Bu amaçla; ilk etapta ailenin ilkel toplumlardan endüstrileşme sürecine kadar
olan geleneksel rolleri ve bu rollerdeki dönüşümler sosyal politikayla olan
bağlar kapsamında ele alınacak, ardından endüstrileşme sonrası yeni oluşan
çekirdek ailenin kapitalist üretim ilişkileriyle olan kurgusal bağlarının
modern sosyal politikanın meydana gelişindeki etkileri irdelenecek, son olarak
ise; 21. yüzyılın post modern aile yapısı ve ortaya çıkan alternatif aile
modellerinin günümüz sosyal politikasına etkileri değerlendirilecektir.
Aile Sosyal Politika Ataerkillik Geleneksel Aile Modern Aile
Bölüm | Makaleler |
---|---|
Yazarlar | |
Yayımlanma Tarihi | 7 Temmuz 2017 |
Yayımlandığı Sayı | Yıl 2017 Sayı: 38 |