Selçuklu
ve Osmanlı dönemlerinde Siirt kazasında cami, mescit, medrese, kervansaray,
çeşme ve hamam gibi çok sayıda dini ve sosyal yapı inşa edilmiştir. Siirt’in
ücra köşeleri dahi kurulan vakıflarla imar edilmeye çalışılmış ve toplumun gereksinimleri
karşılanmıştır. Arşiv belgeleri incelendiğinde Siirt’in vakıflar bağlamında
oldukça zengin bir birikime sahip olduğu anlaşılmaktadır. Bunda Siirt’in doğu batı
yol güzergâhı üzerinde bulunması, ılıman bir iklime, verimli toprakları ile
zengin bir sosyo- ekonomik potansiyele sahip olmasının önemi büyüktür. Bölgenin
Osmanlı hâkimiyetine girmesi Yavuz Sultan Selim döneminde gerçekleşmiştir. Yavuz
Sultan Selim Anadolu’daki Safevi tehlikesini ortadan kaldırmak maksadıyla Safevi
Devleti üzerine sefere çıkmış ve 1514 yılında yapılan Çaldıran Savaşı’nda
Safevi ordusunu yenilgiye uğratmıştır. Bu savaştan 2 yıl sonra da Siirt Osmanlı
hâkimiyetine girmiştir. Osmanlı Devleti’nin bölgede Safevi tehlikesini ortadan
kaldırması ve güvenliği sağlaması zamanla nüfus artışını meydana getirmiştir. Nitekim
1526 ve 1568 yılları arası Siirt kent merkezinde nüfus artışı %127’dir. Bu
nüfus artışı Siirt vakıflarının gelişimini etkilemiş, gelir ve giderlerini
arttırmıştır. Bu çalışmanın kaynağı 1526
yılına ait 998 ve 1566 yılına ait 1112 numaralı tapu tahrir defteri
içerisindeki vakıf kayıtlarıdır. Çalışmada bu kayıtlardan istifade edilerek Siirt’teki
vakıfların gelişimi, gelir ve giderleri ortaya konulmuştur. Makale giriş ve
sonuç bölümlerinin dışında iki bölümden oluşmaktadır. Birinci bölümde Siirt kaza
merkezinde, ikinci bölümde Siirt kırsalında bulunan vakıflar
değerlendirilmiştir. Konunun daha iyi anlaşılması ve vakıfların 40 yıllık süreç
içerisindeki gelişimini tablo ve grafikler yardımıyla sistematik bir şekilde
verilmeye çalışılmıştır.
Birincil Dil | Türkçe |
---|---|
Bölüm | Makaleler |
Yazarlar | |
Yayımlanma Tarihi | 31 Ağustos 2018 |
Yayımlandığı Sayı | Yıl 2018 Sayı: 44 |
Süleyman Demirel Üniversitesi Fen-Edebiyat Fakültesi Sosyal Bilimler Dergisi