Dillerin ifade gücü onların sahip oldukları sözcüklerin çokluğu ve bu sözcüklerin kavramları karşılama durumuna göre bir anlam ifade eder. Yaşayan diller içerisinde köklü bir geçmişe sahip olan Türkçe geçmişten günümüze gerek konuşma gerekse yazı dili olarak farklı kıtalarda ve coğrafyalarda kullanılmıştır. En eski metinlerden itibaren zengin bir söz varlığına sahip olduğu belgelerle sabit olan dilimiz tarihî süreç içerisinde bu zenginliğini arttırarak günümüze ulaşmıştır. Anadolu sahasında önce konuşma dili sonra yazı dili olarak ortaya çıkan Oğuz lehçesi Anadolu ağızlarının da temelini oluşturur. Sadece konuşma dili olarak kullanılan bu ağızlar genel yapılarını bozmadan ve çok az değişiklikliğe uğrayarak bugüne kadar kullanılmıştır. Dilin tarihsel gelişimi içerisinde donmuş yapılar olarak tanımlayabileceğimiz ağızlar Türkçenin en eski devirlerine ışık tutmakta ve fonetik değişimlerin izlerinin takibini yapabilmemizi sağlamaktadır. Oğuzların Anadolu sahasında yoğun olarak yerleştiği bölgelerden biri de Denizli ve yöresidir. Bölgenin demografik yapısı 11. yüzyıldan itibaren Türkler lehine değişirken Türkçenin bölgede görülmesi de bu döneme rastlar. Bölge ağzındaki pek çok sözcük farklı çalışmalarda tespit edilerek literatüre kazandırılmış olmakla beraber tamamen bütün malzeme toplanmış değildir. Bu çalışma da Türkçenin ağızlarda yaşayan söz varlığına katkı sağlaması ve bölgeden toplanan sözcüklere ilave olması amacıyla yapılmıştır.
Birincil Dil | Türkçe |
---|---|
Bölüm | Filoloji |
Yazarlar | |
Yayımlanma Tarihi | 31 Ağustos 2020 |
Yayımlandığı Sayı | Yıl 2020 Sayı: 50 |
Süleyman Demirel Üniversitesi Fen-Edebiyat Fakültesi Sosyal Bilimler Dergisi