Dawrān, which means a Ṣūfī standing up and spinning, either alone or in a gathering of Ṣūfīs in dhikr assemblies, was practiced by most Ṣūfī orders except the Malāmiyya and Naqshbandiyya. The subject of samāʿ and dawrān caused controversy between the scholars and Ṣūfīs, and many treatises were written and fatwās were issued in favor and against. In the 16th century, the discussions on samāʿ and dawrān, which took place mostly at the intellectual level in Ottoman society, changed shape in the 17th century, and the members of the tarīqah who practiced dhikr and dawrān in public were subjected to actual interventions by the Kadizādīs. The strongest reaction to the rhetoric of Kadizāde Mehmet Efendi, the leader of the Kadizādī movement, against Ṣūfism and Ṣūfīs came from ʿAbd al-Majīd Sīvāsī, one of the Khalwatiyya shaykhs. After Kadizāde Mehmet Efendi, one of his followers, Üstüvānī Mehmet Efendi, continued his opposition to samāʿ and dawrān, and ʿAbd al-ʿAḥad Nūrī Sīvāsī was his opponent. Among the Ṣūfīs who wrote treatises in defense of samāʿ and dawrān were ʿAbd al-Aḥad Nuri and his caliph Seyyid Hüseyin Efendi. In this article, in order to contribute to the literature on the defense of dawrān, Seyyid Hüseyin Efendi's views on dhikr, samāʿ and dawrān within the framework of his Al-Risālah al-Dawrāniyyah wa Iʻānah Arbāb al-Tarīqah are discussed.
Bir sûfînin tek başına veya tarikat mensuplarının zikir meclislerinde bir araya gelerek topluca ayağa kalkıp dönmesi anlamına gelen devran, Melâmiyye ve Nakşibendiyye dışındaki tarikatların çoğu tarafından uygulanmıştır. Semâ ve devran konusu zâhir uleması ile sûfiler arasında tartışmalara sebebiyet vermiş, lehte ve aleyhte pek çok risaleler yazılmış ve fetvalar verilmiştir. 16. yüzyılda Osmanlı toplumunda ciddi düzeyde cereyan eden semâ ve devran tartışmaları, 17. yüzyılda Kadızâdeliler’in cehrî zikir ve devran icra eden tarikat mensuplarına yönelik fiili müdahalelerine kadar varmıştır. Kadızâdeli hareketin lideri konumunda olan Kadızâde Mehmet Efendi’nin tasavvuf ve sûfîler aleyhindeki söylemlerine karşı en güçlü tepki Halvetiyye meşayıhından olan Abdülmecid Sivâsî’den gelmiştir. Kadızade Mehmet Efendi’den sonra takipçilerinden Üstüvânî Mehmet Efendi de semâ ve devran karşıtlığını sürdürmeye devam etmiş, onun karşısında ise Abdülahad Nûri yer almıştır. Semâ ve devranı savunmak için risale kaleme alan sûfîler arasında Abdülahad Nûri ve halifesi Seyyid Hüseyin Efendi de vardır. Bu makalede devran müdâfaaları literatürüne katkı sağlamak amacıyla Seyyid Hüseyin Efendi’nin er-Risâletü’t-devrâniyye ve iânetü erbâbi’t-tarîka isimli eseri çerçevesinde zikir, semâ ve devran hakkındaki görüşleri ele alınmıştır.
Primary Language | Turkish |
---|---|
Subjects | Religious Studies |
Journal Section | Research Articles |
Authors | |
Publication Date | June 30, 2023 |
Submission Date | April 3, 2023 |
Published in Issue | Year 2023 Issue: 14 |