bakmış gibi kamaşacak gözlerimiz, göz, bakıştan kopacak, bir çift derin oyuk. Cehennemle randevusu gerçekleşecek günahkârların. Kıyamet, korkunç buluş- ması bastığımız yerle, üzerimizde asılı duran göğün. Kopacak kıyamet, kimse şölen beklemesin. Babaanne, kıyamet manifestosunu senin okuman Tanrı’nın gücüne gitmesin? Evdeki ruhlara ulaşmaya çalışıyorum. Büyükbaban on yıl önce giderken, gidi- şim kendime demişti. Bir yol yoktu onu götüren. Sadece bedenini aldık, çuku- ra yatırdık. O zamanlar onu, çukurdaki beden sanıyordum ve çok üzülmüştüm, böceklerle yalnız kalacak diye. Ne kadar inançsızdım, şimdi o inançsızlığımdan korkuyorum. Büyükbabanın o çukurdaki beden olmadığını artık biliyorum. Yüksek sesle de deli olduğum için konuşmuyo- rum. O beni dinliyor. Ama inançsızken gitti, acaba benim seslenişim bir ruhu değiştirebilir mi? Teorik olarak mümkün mü? Bilmiyorum. İnanç için çok geç kaldım ve bir sürü şeyden haberim yok. Bunu Sait Hoca’ya sorarım. Bilgisi yoksa bile sezgi- si vardır. Senin birdenbire inançlı biri olman beni çok şaşırttı, hepimizi. Ama mesele bu da değil, şu Sait Hoca diye hürmet ettiğin adam. (Duraklar) Babaanne, senin gibi bir kadın böyle bir adama nasıl biat ede- bilir, aklım almıyor. Sizler tarafından anlaşılmak istemediğimi varsayalım. Hatta anlaşılmak denilen saç- malıktan külliyen vazgeçtiğimi evin kapı- sına asalım. Ya da şöyle diyelim: Mantık yasaları yürürlükten kaldırılmıştır, herkes herhangi bir sebep göstermeden pozis- yon değiştirebilir. (söylenir gibi) Allah’a
Primary Language | Turkish |
---|---|
Journal Section | Articles |
Authors | |
Publication Date | May 1, 2008 |
Published in Issue | Year 2008 |