This paper considers the contemporary Irish playwright Conor McPherson’s award-winning play The Weir (1997), as a depiction of Ireland’s storytelling culture, especially in the countryside. Critics and scholars have frequently characterized Irish writers as great story-tellers and Conor McPherson, who has been considered as the new master of old-fashioned Irish art of storytelling, continues this tradition. In The Weir the dwellers of the local pub occupy themselves by drinking, teasing each other and recollecting events from past times. By reciting a sequence of narratives in the form of dramatic monologues, these men wish to impress a young woman from Dublin who has rented a neighborhood house. They familiarize her to this idyllic part of Ireland by telling a series of stories that include fairies, ghosts, mystery and the supernatural. While acknowledging an ages-old tradition, - a tale of local folklore about fairies - McPherson explores moving themes of loss, abandonment, loneliness and regret through haunting and entertaining ghost stories.
Bu çalışma günümüz İrlandalı oyun yazarı Conor McPherson’ın 1997 yılında yazdığı bol ödüllü The Weir adlı oyununu özellikle İrlanda kırsalının en yaygın geleneği olan öykü anlatımı açısından inceler. Tiyatro eleştirmenleri ve araştırmacılar sık sık İrlandalı yazarların öykü anlatımı alanındaki ustalığını vurgular. McPherson yazdığı oyunlarda İrlanda’nın eski bir geleneği olan öykü anlatımı sanatının yeni ustası olarak dikkat çeker. The Weir oyununda orta-yaşlı, işçi sınıfından erkek karakterler her zamanki yaptıkları gibi mahalli meyhanede biraraya gelirler. İçki eşliğinde, sohbet eder, şakalaşır ve geçmişi yadederler. Karakterler, Dublin’den gelen ve İrlanda’nın kırsal bölgesine yeni yerleşen genç bir kadın karakteri etkilemek üzere dramatik monolog formatında öyküler anlatırlar. Peri, hayalet, gizem ve doğaüstü olaylar içeren öyküler vasıtasıyla Valerie’ye bulundukları kırsal yöreyi tanıtırlar. Karakterlerin birbirlerine anlattıkları bazen eğlenceli bazen düşündürücü öyküler sayesinde, McPherson nesillerdir süregelen öykü geleneğine dikkat çekerken ayrıca karakterlerin yalnızlık, sıkıntı, pişmanlık gibi duygular içeren iç dünyalarını yansıtır.
Primary Language | Turkish |
---|---|
Journal Section | Articles |
Authors | |
Publication Date | June 1, 2013 |
Published in Issue | Year 2013 Volume: 36 Issue: 36 |