Hepsi için geçerli değilse de çoğu Beckett sahne figürü için anlatıyı
yaşamın kendisine tercih etme alışkanlığı söz konusudur. Anlatıları ortak
yarı-bilinçli yaşamsal meselelerle ilintilidir, engellenemez yaşlanma,
yaklaşan ölüm ve düşükle sonuçlanan gebelikler ve kısırlıkları da içeren
çeşitli cinsel düşkırıklıklar. Anlatılarının gidimli niteliği ve tuhaf anlatı
performansları bir arada düşünüldüğünde öykü ile anlatıcı arasında kalın
bir bağ oluşur ve bu da anlatı olayına yakından bakmayı hedefleyen bu
bildirinin temel meselesine işaret eder. Anlatılar özellikle de ilk dönem
Beckettyen repertuvarını oluşturan oyunlardan takip edilecektir: Bütün
Düşenler (1957), Godot’yu Beklerken (1952), Oyun Sonu (1957) ve Mutlu
Günler (1961).
Primary Language | Turkish |
---|---|
Journal Section | Articles |
Authors | |
Publication Date | March 1, 2007 |
Published in Issue | Year 2007 Volume: 23 Issue: 23 |