The Qur'an has been recited in several different styles (vecih) over the centuries from revelation to the present day. Contrary to vakf and ibtida, these recitations did not change depending on the people's choice. This is because these vecihs have taken their origins from divine permission, as evidenced by the hadiths that have achieved the degree of Fame in authentic hadith books. According to this permission, the basis of the Qur'anic recitation has been shaped by a rich dia-lect of the daily spoken language used by different Arab tribes and has been maintained with special care in the Islamic world for a long time. The performance of these vecihs, which consti-tute a complete source of richness for the Qur'an in terms of wording and meaning and are also seen as a guarantor that it has not been subjected to any human intervention or distortion, has been preserved for centuries and will undoubtedly continue in this way until the Day of Judgment. One of these vecihs is imale and it is considered in this context. Because imale, as a phonetic quality that is directly related to harmony, eliminates inconsistency between sounds and provides timbre and harmony beauty, encompasses widespread and very different applications both in language and in recitation. In this context, in our study, primarily the concepts of feth and imale were emphasized, based on the work of Ebû Amr ed-Dânî, one of the doyens of the field, el-Feth ve'l-imâle. Then, within the framework of the general content of the author's work, the origin, and varieties of imale are mentioned. Then, the situations where imale is done and not done, the reasons that require imale, the words that are inconsistent in reading with imale, and the names and verbs that are read with imale are mentioned. Finally, the effects of feth and imale on the sound-meaning relationship were investigated.
Kur’ân-ı Kerîm, nüzulünden günümüze asırlar boyunca birkaç farklı vecihlerle okunmuştur. Okunan bu vecihler, vakf ve ibtidânın aksine insanların ihtiyarına bağlı olarak değişmemiştir. Zira bunlar, menşeini sahih hadis kitaplarında şöhret derecesini yakalamış hadislerin delâlet ettiği şekilde ilâhî ruhsattan almışlardır. Bu ruhsata göre Kur’ân tilâvetinin temeli, farklı Arap kabilelerinin kullanmış oldukları günlük konuşma dilinin zengin bir şive yapılanması esası dahilinde şekillenmiş olup, öteden beri İslâm dünyasında özel bir itina ile sürdürülmektedir. Lafız ve mana yönünden Kur’ân için tam bir zenginlik kaynağı oluşturan ve onun hiçbir beşerî müdahaleye ve tahrifata uğramamış olmasının bir garantörü olarak da görülen bu vecihlerin icra ve eda keyfiyyeti, asırlar boyunca muhafaza edilerek günümüze gelmiş, kıyamete kadar da kuşkusuz bu şekilde devam edecektir. Söz konusu olan bu vecihlerden birisi de imâle olup bu kapsamda mütalaa edilmektedir. Zira imâle, âhengle doğrudan irtibatlı olan, sesler arası uyuşmazlığı gideren, tını ve uyum güzelliği sağlayan fonetik bir keyfiyet olarak hem dilde hem kıraatte yaygın ve çok farklı uygulamaları ihata etmektedir. Bu bağlamda çalışmamızda alanın meşhur âlimlerinden biri olan Ebû Amr ed-Dânî’nin el-Feth ve’l-imâle adlı eseri esas alınarak öncelikle feth ve imâle kavramları üzerinde durulmuştur. Ardından müellifin eserinin genel muhtevası çerçevesinde imâlenin menşeinden, çeşitlerinden bahsedilmiştir. Sonrasında imâle yapılan ve yapılmayan durumlar, imâleyi gerektiren sebepler, imâle ile okunmasında ihtilaf edilen lafızlar, imâle ile okunan isim ve fiiller zikredilmiştir. Son olarak da feth ve imâlenin ses-anlam ilişkisi üzerindeki etkileri araştırılmıştır.
Selamunaleyküm hocam. Makaleyi derginize göre uyarlamaya çalıştım. Herhangi bir eksiği falan olursa düzeltmeye çalışırım inşallah. Hayırlı akşamlar diliyorum.
Primary Language | Turkish |
---|---|
Subjects | Religious Studies |
Journal Section | ARAŞTIRMA MAKALESİ |
Authors | |
Publication Date | April 30, 2022 |
Submission Date | December 4, 2021 |
Acceptance Date | April 25, 2022 |
Published in Issue | Year 2022 |