Râmehürmüzî’nin (ö. 360/971) el-Muhaddisü’l-Fâsıl’ı
ile başladığı kabul edilen müstakil hadis usûlü çalışmaları, İbnü’s-Salâh’ın (ö.
643/1245) Mukaddime ve Ulûmü’l-Hadîs isimleri ile şöhret kazanmış
olan Ma‘rifetü Envâi Ulûmi’l-Hadîs’i ile yeni bir boyut kazanmıştır. İbnü’s-Salâh’ın
söz konusu kitabının en önemli iki özelliğinden birisi daha önce yazılmış
kitaplarda bulunan hadis usûlü bilgilerini derleyip bir araya getirmesi, diğeri
ise sonraki hadis usulü çalışmalarının bu kitap üzerinde yoğunlaşması ve yine bu
kitap üzerinden hadis usulünde yeni yazın türlerinin ortaya çıkmasıdır. Hadis
usulünde İbnü’s-Salâh’tan sonra ortaya çıkan yeni türler; nazım, nüket, şerh,
hâşiye ve istidrâk çalışmaları gibi eserlerdir. Sözü edilen her türün kendine
mahsus özellikleri ve yazılış gayeleri bulunmaktadır.
Hadis usûlünde İbnü’s-Salâh’ın Ma‘rifetü
Envâi Ulûmi’l-Hadîs’ine bağlı olarak ortaya çıkan türlerden birisi de
“ihtisâr”lardır. En meşhur örneklerini Nevevî’nin (ö. 676/1277) et-Takrîb’i
ve İbn Kesîr’in (ö. 774/1373) İhtisâru Ulûmü’l-Hadîs’inin oluşturduğu bu
tür, daha çok eğitim-öğretim faaliyetlerinde ders kitabı olarak kullanılmak
amacıyla kaleme alınmıştır.
Bu çalışmada İbn Hacer’in (ö. 852/1449)
telif ettiği Nuhbetü’l-Fiker fi Mustalahi Ehli’l-Eser isimli kitabın İbnü’s-Salâh’ın
Ulûmü’l-Hadîs’inin ihtisârı olduğu şeklinde bazı kaynaklarda yer alan kanaat
değerlendirilerek eserin, esasında İbnü’s-Salâh’ın kitabının ihtisârı değil,
hadis usulünün önemli konularını ihtiva eden bir muhtasar olduğu vurgulanmış, Nuhbe
hakkında bu şekilde bir kanaat oluşmasının sebepleri tartışılmıştır. Bu bağlamda
eserin tertibinin, içeriğinin ve metodunun ihtisar türünün karakteristik
özelliklerini yansıtmadığı gösterilmeye çalışılmıştır. Ayrıca müellifin eserine
verdiği ismin, onun kitabı yazma gayesinin belli bir kitabı ihtisar etmek değil,
genel olarak hadis usulü eserlerinden seçmeler yapmak olduğunu gösterdiğine
işaret edilmiştir.
Bir eserin isminin ve müellifinin
doğru tespiti ne kadar önemliyse o eserin ait olduğu tür içerisinde
değerlendirilmesi de aynı şekilde önem arz etmektedir. Bu bakımdan hadis usulü
alanında yazılmış eserlerin, ait oldukları türler dışında başka türlerin
içerisine dahil edilmesi gibi bir yanlışın önüne geçilmesinin ve her eserin ait
olduğu kategori içerisinde değerlendirilmesi gerektiğinin gösterilmeye
çalışıldığı bu çalışmanın sağlıklı bir literatür bilgisi oluşmasına katkı sağlamasını
ümit ediyoruz.
Primary Language | Turkish |
---|---|
Subjects | Linguistics |
Journal Section | Articles |
Authors | |
Publication Date | December 15, 2016 |
Published in Issue | Year 2016 Volume: 1 Issue: 1 |