Abstract
Eugène Ionesco’nun 1959 tarihli Gergedanlar adlı oyunu, eser boyunca baskın ideolojinin etkisi ile karakterlerin gerçek ve metaforik anlamlarda gergedanlara dönüşme sürecini aktarmaktadır. Ionesco’nun metni, baskın düşünce yapısının bir parçası olmaya direnen ana karakter Berenger’in mücadelesi aracılığıyla manipülatif bir ideolojiye körü körüne bağlanmaktan ziyade bireyselliğin ve bireysel özellikleri korumanın önemini vurgulamakta ve tartışmaktadır. Ana karakter Berenger, düşünce farklılığını ve zenginliğini hoş görmeyen baskın ideolojiyi benimseyen diğer karakterlerden bu anlamda farklıdır. Eser boyunca, daha fazla karakter gergedanlara dönüştükçe, Berenger’in yalnızlık hissi de bu duruma bağlı olarak artmaktadır. Böylesi bir durum, adı geçen karakterin toplumundan daha çok soyutlanmasına ve uzaklaşmasına neden olmaktadır. Bu bağlamda, bu çalışmada öncelikle absürt tiyatro hakkında konu ile alakalı kısa bilgi verilecek, daha sonra Eugène Ionesco bir oyun yazarı olarak kısaca tanıtılacak ve sonuç olarak karakterlerin gergedanlara dönüşme süreci ele alınacaktır. Bireyselliğin aşamalı olarak kaybı anlamına gelen bu süreç, birincil kaynağa ve konu ile alakalı ikincil kaynaklara yapılan göndermeler üzerinden ortaya konacaktır.