Kadın kavramı; din, felsefe, hukuk, psikoloji, sosyoloji ve antropoloji gibi alanlarda tanımlanmaya çalışılmıştır. Kadının kararlarını kendisinin almasında ilgili alanların verilerinin ne kadar etkin olduğunun bilinmesi gerekmektedir. Çünkü bu kararlarda dine, felsefeye, hukuka psikolojiye, sosyolojiye ve antropolojiye dayalı gerekçeler bulunmaktadır. Bu anlamda bu alanlar nezdinde kadına yaklaşıldığında kadınla ilgili her yorum sürecinin subjektif ve hermenötik olduğu problemiyle karşılaşılır. Genel olarak her yorumcunun kadınla ilgili ortaya koyduğu kişisel yaklaşımında, yaşadığı çağın ve kültürün izleri bulunmaktadır. Özellikle günümüzde çok boyutlu, yoğun ve hızlı bir o kadar da karmaşık olan çağın ve kültürün (kültür endüstrisi) ortaya çıkardığı toplumsal değişim ve dönüşüm, değişime suskun kalmaması gereken İslam hukukunun kadın anlayışında değişim ve dönüşüm (metamorfoz) etkisine neden olmuştur. Meseleye bu açıdan yaklaşıldığında dinî hukukun genel teorisi bağlamında toplumsal değişim karşısında kadının kararlarında yer alan dönüşüm meselesinin incelenmesine gerek vardır. Kadına dair klasik yaklaşımların, zamanın değişmesi ile ahkâmın değişmesine ve özellikle ‘kadının kararlarını kendisinin alması/vermesi isteği/hakkı gerçeği’ şeklinde karşımıza çıkan kadının değişmesi ve dönüşmesi bakımından tahlil edilmesi gerekmektedir. Nedeni ise algoritmik düşüncenin çok fazla arttığı günümüzde postmodernleşme, posthuman, transhümanizm, üstün insan tasavvuru ve insan çağına (antroposen) geçiş şeklinde nitelendirilen ancak özünde küreselleşme, bireyselleşme ve özgürleşme anlayışlarının bulunduğu kadının kararlarını kendisinin alma/verme isteği, İslam hukukunun vahyi yaşanabilir kılma kabiliyeti açısından ele alınmasını da gerekli kılmaktadır. Çünkü kadının kararlarında İslam hukukunun değişmeyen tarafında uyum içinde olmayan durumlar söz konusudur. Kadının kararlarını kendisinin alması meselesine yapay zekâ teknolojilerinin değiştirebilme gücü de ilave edilirse sorun tam olarak ifade edilmiş olacaktır. Farklı bir açıdan tam olarak varsayım şuna dayanmaktadır: Dinin anlaşılması ve yorumlanmasında zamanın değişmesi ve farklılaşması, dinî meselelerin oluşmasında kadın mükellefin değişmesi, şartların değişmesi (sosyal değişim ve adaptasyon) medeni, iktisadi ve iş hayatına ilişkin değişiklikler gibi alanlar, bize kadının kararını kendisinin alması meselesini gündeme getirmektedir. Ayrıca siyasi, idari ve özellikle milletlerarası ilişkilerde yeni bir kadın diline sahip kadın merkezli yeni yaklaşım ve çözüm yolları ile bunların uygulanabilirliğine ihtiyaç vardır. Çünkü hayatın her alanında var olma mücadelesi veren kadın; sanattan siyasete, aile hayatından çalışma hayatına en temel haklara sahip olabilmek için çok güçlü ve inkâr edilemez bir çaba ortaya koymaktadır.
The concept of "woman" has been attempted to be defined in fields such as religion, philosophy, law, psychology, sociology, and anthropology. It is essential to know how effective the data from these fields are in allowing women to make their own decisions. This is because these decisions often contain justifications rooted in religion, philosophy, law, psychology, sociology, and anthropology. From this perspective, any commentary on women in these fields encounters the issue of subjectivity and hermeneutics. Generally, every commentator's personal approach to women carries traces of their era and culture. Especially in today's multidimensional, intense, rapid, yet complex era and culture (culture industry), the social changes and transformations it has caused have impacted the perception of women in Islamic law, leading to its change and transformation (metamorphosis). From this perspective, it is necessary to study the transformation found in women's decisions in the face of societal change within the general theory of religious law. Classical approaches to women need to be analyzed in the context of the change in rulings with the change of time, and especially in light of the reality that women wish/have the right to make their own decisions. This is because, in an age where algorithmic thinking has greatly increased and which can be described as postmodernization, posthumanism, transhumanism, the idea of a superhuman, and the transition to the age of humans (Anthropocene), but fundamentally includes globalization, individualization, and the notion of liberation, the desire of women to make their own decisions needs to be evaluated in terms of Islamic law's ability to make the divine revelation practicable. This is because there are situations in women's decisions that are not in harmony with the unchanging aspect of Islamic law. If the transformative power of artificial intelligence technologies is added to the matter of women making their own decisions, the issue will be fully expressed. From a different perspective, the assumption is based on the following: Changes and differences in the understanding and interpretation of religion, changes in religious matters due to the changing conditions for women, changes in conditions (social change and adaptation) related to civil, economic, and professional life, bring us to the issue of women making their own decisions. Additionally, in political, administrative, and especially international relations, there is a need for new approaches and solutions centered on women with a new "women's language" and their applicability. This is because women, who struggle to exist in every field of life, from art to politics, from family life to work life, put forth a strong and undeniable effort to possess their most basic rights.
Primary Language | Turkish |
---|---|
Subjects | Islamic Law |
Journal Section | Articles |
Authors | |
Publication Date | September 30, 2023 |
Published in Issue | Year 2023 Volume: 8 Issue: 3 |