Sanayileşme ve nüfus artışı tüm ekosistemler üzerinde büyük bir baskıya sahiptir. Özellikle ağır metal kirliliği gelişmiş ülkelerde her geçen gün daha da ciddi bir sorun olarak karşımıza çıkmaktadır. Sanayileşmiş ülkelerde ağır metallerce kirlenmiş alanların temizlenmesinde hiperakümülatör bitkiler büyük öneme sahiptir. Bu alanların temizlenmesinde en önemli metotlardan birisi Fitoremediasyondur. 11 familyadan yaklaşık 400 bitkinin ağır metalleri toplayarak toprağı temizlediği bilinmektedir. Bu familyalar; Asteraceae, Brassicaceae, Caryophyllaceae, Cyperaceae, Cunouniaceae, Fabaceae, Flacourtiaceae, Lamiaceae, Poaceae, Violaceae, ve Euphobiaceae’dir. Türkiye florası 11.0707 takson ve 3.035 adet endemik tür ile dünyada önemli bir yere sahiptir. Ülkemiz bitki genetik kaynaklarının bu zenginliğine karşı bunların çok azından yarar sağlanabilmektedir. Türkiye florası incelendiğinde uluslararası literatürde yaralan farklı familyalardan 38 adet hiperakümülatör türe rastlanmaktadır. Bunlardan bazıları tarımda kullanılarak halk sağlığı için risk oluşturabilme potansiyeline sahiptir. Ülkemiz toprakları genel olarak gelişmiş ülkelerle kıyaslandığında temiz olmakla beraber, özellikle yanlış tarım uygulamaları sonucu toprakta biriken kadmiyum gibi ağır metaller bu bitkiler veya hayvansal ürünlerle insana ulaşabilmektedir. 10 günde yeni bir bitki türünün keşfedildiği ülkemiz Florasında yer alan hiperakümülator bitkiler kullanılarak mevcut kirlenmiş alanların temizlenmesinin yanı sıra bu tür testlere tabi tutulmamış birçok bitkide bulunmaktadır. Araştırma sonuçları diğer kültür bitkilerinin yetiştirilemediği alanlarda bu türlerin potansiyel olarak yetiştirilebileceği göstermiştir. Tarım alanlarındaki ekiliş ile diğer çevre ve insan sağlığına etkileri göz önüne alınarak belirlenmiş bu hiperakümülatör türlere ait bitkilerin beklenen etkileri sayesinde, bozulan ekolojik dengenin tamiri, korunması ve kirliliğin azaltılmasındaki etkileri ümit var görülmektedir. Konuların genişliği ve dağınıklığı, envanter kayıtlarının cılızlığı ve ülke yüzölçümünün büyüklüğü etmenleri göz önüne alındığında, konuya bir giriş katkısı sağlamanın ne denli ivedi bir gereksinim olduğu açıkça görülmektedir
Hiperakümülatör ağır metal fitoremediasyon Effects of conditioner application on soil erodibility ın soils with different pH
Growths of industrialization and population have a big pressure on all ecosystems. Especially heavy metal contamination is getting more and more serious for developed countries. The importance of biodiversity is increasingly considered for cleaning the metal contaminated and polluted ecosystems. One of the leading methods for cleaning these areas is Phytoremediation. Approximately 400 plants from 11 families that hyperaccumulate metals are reported. The families dominating these members are Asteraceae, Brassicaceae, Caryophyllaceae, Cyperaceae, Cunouniaceae, Fabaceae, Flacourtiaceae, Lamiaceae, Poaceae, Violaceae, and Euphobiaceae. Plants that hyperaccumulate metals have tremendous effect on remediation of metal contaminated areas in developed countries. Having a total count of 11.0707 taxa and comprising 3035 endemics, the flora of Turkey has a significant place in the world (Türkiye Bitkileri Listesi 2012). Even though our country cradles such vast plant genetic resources, we can merely benefit from this abundance. When it is investigated, it can be seen that the flora of Turkey consists of 38 hyperaccumulator plants from different families that are also mentioned in international literature. Some of hyperaccumulator plants have the potential of harm and can pose a risk for public health if used for agricultural purposes. Although the soil of our country can be considered less contaminated when compared to developed countries, heavy metals such as cadmium depositing onto soils can pass through humans via plant or animal produces especially as a result of poor agricultural practices. As a result of the factors such as broader, disorganized topics, the scarcity of inventory records and the size of the surface area of the country it is clear how vital is to provide at least an entry level of input on the subject
Diğer ID | JA25HJ89BK |
---|---|
Bölüm | Makaleler |
Yazarlar | |
Yayımlanma Tarihi | 30 Temmuz 2015 |
Yayımlandığı Sayı | Yıl 2015 Cilt: 3 Sayı: 1 |