In this study, on the one hand rapid and uncontrolled urbanization and the government’s housing policies’ environmental effects on urban development in metropolitan cities were investigated, and on the other hand, related questions of poverty, inequality, deprivation, discrimination, and insecurity of various kinds of condition, which facing citizen who living metropolitan areas had been held in a general perspective. In recent years, metropolitan areas which display the highest growth rates were the areas where changes in land use patterns and speculative development have taken place. At the same time, these areas have turned into the demonstaration places of populer culture in the city through the settlement of luxury consumption products and leisure time activities there. But this type of urbanisation based on luxury private housing sites and residences that destroys the integrity, both visually and as a public living space of a reatively poor settlements, and creates a divided city. By globalization, which can be defined as the restructuring of industry and services, mobility of labor, and hegemonies of communication systems; spatial resolution have accelerated intensively and it has brought about a social inequality, inequality at distribution of income, sharpened by the hierarchy amongst the groups and has revealed a structure the socio-spatial layers of society which are polarized. These cities which have cheap and skilled labour potantial and show differencies from smallerscaled cities about the demand of the formation of housing and living environment as one of the the main subject of reproduction of work. But metropolitan development follows the expectation and demand of the actors who are also effective in regulating the land market. It’s clear that construction products, starting from production until end of life, in other words during their life cycle, may negatively affect the environment. To resolve this type of both personal and environmental poverty, there is an indispensable need for healthy urban politics for organize the possible forthcoming developments in the cities and to control the natural resource areas.
Metropolitan Cities Rapid and Uncontrolled Urbanization Housing Policies Poverty Urban Environment.
Bu makalede, bir yandan hızlı ve kontrolsüz kentleşme ve konut politikalarının, metropoliten kentlerdeki çevresel etkileri irdelenmiş; diğer yandan bu politikaların sonucu olarak açığa çıkan, yoksulluk, eşitsizlik, yoksunluk ve ayrımcılık gibi metropoliten kent sakinlerinin karşılaştığı sorunlar genel bir çerçeve içinde ele alınmıştır. Son yıllarda en fazla gelişme izlenimi gösteren metropoliten alanlar, arazi kullanımında değişkenliğin gözlendiği ve spekülatif yapılaşmanın yaygın olduğu alanlar olarak karşımıza çıkmaktadır. Aynı zamanda lüks tüketim ürünleri ve bos zaman aktivitelerinin buraya yerleşmesiyle de popüler kültürün gösterge mekanları haline gelmişlerdir. Ancak hem görsel hem de yaşam alanı olarak görece fakir yerleşimlerle olan bütünleşmeyi ortadan kaldıran, lüks konut siteleri ve rezidanslara dayanan bu tarz bir kentleşme, bölünmüş bir kent yaratmaktadır. Sanayi ve hizmetlerdeki yeniden yapılanma, emek hareketliliği, iletişim sistemlerinin hakimiyeti ve kültürel farklılıklardaki sürekli ayrışma ve bütünleşme süreci olarak gelişen küreselleşme ile mekansal ayrışma derinleşerek hızlanmıştır ve toplumsal eşitsizlik ve gelir dağılımda eşitsizlik, gruplar arası hiyerarşiyi keskinleştirmiş; sosyo-mekansal katmanları kutuplaşmış bir yapıyı ortaya çıkarmıştır. Hem ucuz hem de nitelikli işgücü potansiyeline sahip büyük kentler, emeğin yeniden üretiminde temel konulardan biri olan konut ve konut alanı/yaşam çevresi talebinin oluşturulmasında, düzenli konut alanlarının geliştirilmesi açısından daha küçük kentlerden farklılık göstermektedir. Oysa metropoliten kentsel gelişme alanları, arsa piyasasının şekillenmesinde etken olan aktörlerin beklentileri doğrultusunda bir eğilime sahiptir. Açıktır ki, yapı ürünleri, hammaddenin elde ediminden yok edilmelerine kadar, yani yaşam döngüleri boyunca, çevreyi olumsuz yönde etkileyebilmektedirler. Bu tür hem insani hem de çevresel yoksulluğu çözebilmek ve kentlerin doğal kaynaklarını korumak ve olası kalkınma çabalarını düzenleyebilmek için, sağlıklı bir kentleşme politikasına kaçınılmaz bir gereklilik bulunmaktadır.
Metropoliten Kentler Hızlı ve Kontrolsüz Kentleşme Konut Politikaları Yoksulluk Kentsel Çevre.
Primary Language | Turkish |
---|---|
Journal Section | Articles |
Authors | |
Publication Date | August 21, 2014 |
Published in Issue | Year 2014 Volume: 1 Issue: 2 |