In the polarized system fallen apart afterwards of
collapse of the Cold War, the counter enemy of communism needed to be replaced
with another foe. Prejudice against Islam and Muslim community in Europe peaked
up in the aftermath of September 11 attacks and subsequent terror attacks in
Europe. Thus, emerging radicalism created a new enemy by linking intensified
economic distress staggering Europe with elevating migration to Europe. In the
very same period, unstoppable rise of far-right parties that made a significant
contribution in transformation of prejudice into persistent codes conduced that
racism to have a new face referred as “Islamophobia” comprised of discriminating
and marginalizing discourse such as reckoning members of Muslim societies in
Europe as terrorist. It is a fact that the new ideological opposition that
could sabotage the common European identity as a effort to prevent conflicts in
Europe after the WWII was induced by adverse impacts of
globalization process. It is considered that, unless European governments
alleviate Islamophobic movement across the EU, conflicts and violent uprisings
would continue increasingly in the continent.
In the present study, it was revealed that racism,
chronic disease of Europe, has gained pace once again under influence of
Islamophobia recently. Rise of Islamophobia through racism, its historical
background and impact of political and economic developments in Europe on
Islamophobia were analyzed in the present study.
Islamphobia Racism in Europe Xenophobia Globalization European Identity Constructivism Identity Building
Soğuk
Savaş’ın bitmesiyle yıkılan iki kutuplu sistemde, karşıt ideoloji olan
komünizmin yerine konulması gereken bir düşmana ihtiyaç duyulmuştur. Avrupa’da
özellikle 11 Eylül 2001 terör saldırılarının ardından İslam’a ve müslümanlara
karşı artan önyargı, Avrupa’da gerçekleşen terör eylemlerinin ardından doruğa
çıkmış; 2000’li yılların sonlarında Avrupa’yı sarsan ekonomik bunalımın artan
göçmen krizine bağlanmasıyla da radikal bir hale dönüşerek yeni bir düşman
yaratılmıştır. Bu dönemde önyargıların kalıcı kodlamalara dönüşmesine katkı
sağlayan aşırı sağ partilerin tüm kıtada önlenemez yükselişi de Avrupa’da
ırkçılığın yeni bir yüz kazanmasına neden olmuştur. “İslamofobi” olarak tanımlanan
bu yeni yüz, Avrupa’da yaşayan müslüman toplulukların fertlerine karşı terörist
gözüyle bakma gibi ayrıştırıcı ve ötekileştirici bir söylemi de içinde
barındırmaktadır. II. Dünya Savaşı sonrasında Avrupa’da çatışmaların tekrar
yaşanmaması için ortak bir Avrupalı kimliği oluşturma projesini de baltalayacak
şekilde üretilen bu yeni ideolojik karşıtlığı, küreselleşme sürecinin olumsuz
etkilerinin de tetiklediği bir gerçekliktir. Avrupalı devletlerin ve AB’nin
islamofobik hareketleri baskılamaması halinde, kıta genelinde çatışma ve şiddet
eylemlerinin artarak devam edeceği de düşünülmektedir. Bu çalışmada da
Avrupa’nın kronik bir hastalığı olan ırkçılığın son dönemde islamofobi
üzerinden yeniden tırmanışa geçtiği ortaya konmaktadır. Irkçılık üzerinden
islamofobinin gelişimi, tarihsel arka planı ve Avrupa’daki siyasi ve ekonomik
gelişmelerin islamofobiye olan etkisi de çalışmada analiz edilmektedir.
Avrupa’da Irkçılık İslamofobi Yabancı Karşıtlığı Küreselleşme Avrupalı Kimliği Konstrüktivizm Kimlik İnşası
Journal Section | Articles |
---|---|
Authors | |
Publication Date | January 31, 2017 |
Published in Issue | Year 2017 Volume: 4 Issue: 1 |