In recent years, a serious increment has been observed
in the number of debates about the harmoniousness of Islam and democracy.
Particularly, the aftermath of the Arab Spring, countries directly affected by
these events have been influential in political transformations in Iraq after
the American occupation, and Turkey’s experiences since the being in power of a
conservative party in 2002 have been gained momentum to these debates. In these
Western-based debates, a third clause has not been mentioned whilst Islam and
democracy’s harmony and incompatibility have been mentioned. Why these both
phenomena, which represent two different civilizations, do not enter into an
acculturation process is completely out of the agenda. For this reason, it is
noteworthy that propaganda is conducted when the content and form of these
one-way discussions are evaluated. Particularly after the cold war, the steps
taken in the name of democratization in the geographical region of Islam do not
find any place in these discussions or ignored, which strengthens the propaganda
claim. For this reason, the evaluation of the subject in a different
perspective in these discussions is important in terms of deepening the
subject. This study shows that discussions on these two concepts are in fact a
matter of propaganda/perception management and it aims to create a new field of
discussion over this. We believe that bringing the concept of Islam which is
used with negative terms in the face of the concept of democracy which is
consistently used in combination with positive terms is a global perception
management.
İslam
ve demokrasinin birbiriyle uyumu veya uyumsuzluğu üzerine yapılan tartışmaların
sayısında son yıllarda ciddi bir artış gözlemlenmektedir. Özellikle Arap Baharı
sonrasında bu olanlardan doğrudan etkilenen ülkeler, Amerikan işgalinden sonra
Irak’ta yaşanan siyasal dönüşümlerde etkili olmuş ve Muhafazakar bir partinin 2002’de iktidara gelmesinden sonra
Türkiye’nin yaşadıkları bu tartışmalara ivme kazandırmıştır. Batı merkezli
olarak yürütülen bu tartışmalarda, İslam ve Demokrasinin birbirine uyumu ve uyumsuzluğundan
bahsedilirken üçüncü bir şıktan bahsedilmemektedir. İki farklı
medeniyeti ifade eden bu olguların neden bir kültürleşme sürecine girmedikleri
ise tamamen gündem dışıdır. Bu sebeple, tek yönlü olarak yürütülen bu
tartışmaların muhtevası ve şekli değerlendirildiğinde aslında bir propaganda
yürütüldüğü dikkat çekmektedir. Zira özellikle soğuk savaş sonrasında İslam
coğrafyasında demokratikleşme adına atılan adımların, bu tartışmalarda yer
bulmaması veya göz ardı edilmesi propaganda iddiasını güçlendirmektedir. Bu
sebeple, yapılan bu tartışmalarda farklı bir bakış açısıyla konunun
değerlendirilmesi, konuya derinlik katılması açısından önemlidir. Bu çalışma,
bu iki kavram üzerinden yapılan tartışmaların, aslında bir propaganda/algı
yönetimi konusu olduğunu göstermekte ve bunun üzerinden yeni bir tartışma alanı
oluşturmayı hedeflemektedir. Sürekli olarak olumlu kavramlar ile bir arada
kullanılan demokrasi kavramının karşısına, olumsuz ve negatif kavramlar ile
kullanılan İslam kavramının yerleştirilmesinin küresel bir algı yönetimi olduğu
kanaatindeyiz.
Journal Section | Articles |
---|---|
Authors | |
Publication Date | January 31, 2017 |
Published in Issue | Year 2017 Volume: 4 Issue: 1 |