New interactions between religiosity and communication technologies inevitably emerge when such motivations accompany communication technologies as spreading the religion, acquainting more people with the religion, access to religious knowledge and sources, and reflecting the religious identity. Accordingly, it is natural to observe an inclination, particularly in recent periods, to refer to particular concepts related to the field of communication to define and describe religiosity such as, among others, 'media religiosity', 'prime-time religiosity', 'cyber religiosity', 'social media religiosity', 'cyber congregation religiosity', 'selfie religiosity', 'techno-religiosity', 'digitalized religiosity', 'digital religiosity'. 'cut-paste religiosity', 'online religiosity'. These concepts suggest that religiosity is shaped and transformed based on communication technologies and address the reflections of the digitalization process in the context of religiosity rather than developing a typology. The emergence of digitalization corresponds with the era when the world is explained through postmodernism, and some approaches focus on the efficacy of communication technologies in the postmodern world. In light of this, this study deals with the relationship between digitalization, postmodernism, and religiosity. The study employs Weber's ideal type methodology. Through this method, the relationship between digitalization, postmodernism, and religiosity is explained, using various sources in the literature, by the concept of 'hybrid religiosity'. The term hybrid religiosity will be defined as a type of religiosity compatible with digital media.
İletişim teknolojileri; dini yayma, daha fazla kişiyle buluşturma, dinî bilgilere, kaynaklara erişim ve dinî kimliği yansıtma gibi motivasyonlarla bir araya geldiğinde dindarlık ile iletişim teknolojileri arasında etkileşimlerin doğması kaçınılmazdır. Buna bağlı olarak dindarlığı tanımlarken özellikle son dönemlerde iletişim disiplininin kavramlarına yönelim bulunduğunu söylemek mümkündür: ‘Medya dindarlığı’, ‘prime-time dindarlığı’; ‘sanal dindarlık’, ‘sosyal medya dindarlığı’, ‘sanal cemaat dindarlığı’, ‘selfie-dindarlığı’, ‘tekno-dindarlık’, ‘dijitalleşen dindarlık’, ‘dijital dindarlık’, ‘kes-yapıştır dindarlığı’, ‘çevrim içi dindarlık’ bunlar arasında değerlendirilebilir. Bu kavramlar dindarlığın iletişim teknolojilerine bağlı olarak şekillendiği, dönüştüğü iması içermekte ve bir tipoloji oluşturmaktan ziyade dijitalleşme sürecinin günümüzdeki yansımalarını dindarlık bağlamında ele almaktadır. Dijitalleşmenin başladığı süreç, dünyanın postmodernizmle açıklandığı döneme denk gelmekte, iletişim araçlarının postmodern dünyadaki etkinliğine odaklanan yaklaşımlar bulunmaktadır. Bu bakımdan dijitalleşme, postmodernizm ve dindarlık arasındaki ilişki, bu çalışmanın konusunu oluşturmaktadır. Çalışmada Weber’in “ideal tipler” yöntemi kullanılacaktır. Bu yöntemle dijitalleşme, postmodernizm ve dindarlık arasındaki ilişki, literatürde yer alan muhtelif kaynaklardan yararlanılarak ‘hibrit dindarlık’ kavramıyla açıklanacaktır. Hibrit dindarlık, dijital mecralara uyumlu bir dindarlık formu olarak tanımlanacaktır.
Primary Language | Turkish |
---|---|
Journal Section | Research Articles |
Authors | |
Publication Date | June 30, 2021 |
Published in Issue | Year 2021 |
Tevilat Creative Commons Atıf-GayriTicari 4.0 Uluslararası Lisansı (CC BY NC) ile lisanslanmıştır.