Derivative instrument contracts refer to acting as an intermediary in the purchase and sale of derivative instruments in the capital market. The qualifications of the investor and investment firm that constitute the parties to the derivative instrument contract and the scope of the intermediary activity are regulated by the capital markets legislation. The fact that the derivative instrument market has reached a large transaction volume and number of investors in Turkey and the high risk factor has caused an increase in disputes between the parties. Although disputes arising from derivative instrument contracts are commercial litigation, it must be determined whether the investor is a consumer or not in order to determine the competent court. Discussions about whether the investor is a consumer in derivative instrument contracts in doctrine and practice have revealed the problem of the competent court. In particular, different decisions regarding the determination of the competent court will violate the principle of legal security and violate the right to a fair trial. For this reason, in disputes regarding derivative instrument contracts, it should first be determined whether the investor is a consumer or not, and thus, uniformity of practice regarding the competent court should be ensured.
Türev araç sözleşmeleri, sermaye piyasasında türev araçların alım satımının yapılması için gerekli olan aracılık sözleşmelerini ifade etmektedir. Türev araç sözleşmesinin tarafları müşteri ve yatırım kuruluşu olmakla birlikte bunların nitelikleri ile aracılık faaliyetin kapsamı sermaye piyasası mevzuatıyla düzenlenmeye çalışılmıştır. Türev araç piyasasının Türkiye’de yüksek bir işlem hacmine ve müşteri sayısına ulaşmış olması ve özellikle bu işlemlerde risk faktörünün fazlalığı taraflar arasındaki uyuşmazlıklarda ciddi artışa neden olmuştur. Türev araç sözleşmelerinden kaynaklanan uyuşmazlıklar mutlak ticari dava olsa da görevli mahkemenin belirlenmesi müşterinin tüketici olup olmadığına bağlıdır. Türev araç sözleşmelerinde müşterinin tüketici sıfatına sahip olup olmadığı yönündeki öğreti ve uygulamadaki tartışmalar bu uyuşmazlıklarda görevli mahkeme sorununu ortaya çıkarmıştır. Özellikle uygulamada görevli mahkemenin belirlenmesine ilişkin verilen farklı kararlar gözetildiğinde bu durum, hukuki güvenlik ilkesine aykırı olacağı gibi adil yargılanma hakkının da ihlaline neden olabilecektir. Bu nedenle türev araç sözleşmelerinden kaynaklanan uyuşmazlıklarda öncelikle müşterinin tüketici olup olmadığı belirlenmeli ve böylece görevli mahkeme ilişkin uygulama birliği sağlanmalıdır.
Primary Language | Turkish |
---|---|
Subjects | Law in Context (Other) |
Journal Section | Articles |
Authors | |
Early Pub Date | January 1, 2024 |
Publication Date | December 31, 2023 |
Submission Date | November 8, 2023 |
Acceptance Date | December 9, 2023 |
Published in Issue | Year 2023 |