According to the Article 1/B/a of the Code of Intellectual and Artistic Works, a work should bear the characteristic of its author. The concept “characteristic” is of a particular importance with regard to the BGH’s judgment analyzed in our study by us. This is because; the judgment is, in essence, of a particular concern to the level of characteristic. Another importance of the BGH’s judgment analyzed by us is that the judgment is also of a particular concern to the relationship between applied arts (angewandte Kunst) and designs. In the German law, applied arts are regulated in UrhG1 §2/1-4. Accordingly, works of fine arts, including architectural works, works of applied arts and drafts of such works, are under legal protection. A statutory arrangement, which is in parallel to this provision, is contained in the Article 4/3-4 of the Code of Intellectual and Artistic Works: architectural works and handicraft and minor works of art, which have aesthetic value, are adopted as works of fine arts. Apart from the differences in both legal systems, considering the underlying similarity in these legal systems; it also becomes necessary to analyze the BGH’s judgment with regard to the practices in the Turkish law
FSEK’in 1/B/a maddesine göre bir eserin sahibinin hususiyetini taşıması gerekir. Hususiyet kavramı özellikle çalışmamızda inceleme konusu yaptığımız BGH kararı bakımından önemlidir. Çünkü karar esas itibariyle hususiyet seviyesini yakından ilgilendirmektedir. İnceleme konumuz olan BGH kararın bir diğer önemi ise uygulamalı sanat eserleri (angewandte Kunst) ile tasarımlar arasındaki ilişkiyi de ilgilendirmesidir. Alman hukukunda uygulamalı sanat eserleri UrhG[1] §2/1-4’te düzenlenmiştir. Buna göre mimari eserler, uygulamalı sanat eserleri ve böyle eserlerin taslakları da dâhil olmak üzere güzel sanat serleri hukuken korunmuştur. Bu hükme paralel bir düzenleme FSEK m. 4/3-4’te yer almaktadır ve estetik değere sahip olan mimarlık eserleri ile el işleri ve küçük sanat eserleri güzel sanat eseri olarak kabul edilmiştir. Her iki hukuk sitemindeki farklılıklar bir yana temeldeki benzerlik nazarı itibara alındığında BGH kararının Türk hukuk uygulaması bakımından incelenme gerekliliği de ortaya çıkmaktadır. Anahtar Kelimeler: Uygulamalı sanat eseri, basit yaratım, doğum günü treni kararı
Primary Language | Turkish |
---|---|
Journal Section | Articles |
Authors | |
Publication Date | June 17, 2015 |
Submission Date | July 5, 2015 |
Published in Issue | Year 2015 Volume: 1 Issue: 1 |