Bu makalenin gayesi, Kabotaj Kanunu hükümlerinin eksik yönlerinin tespiti ile yapılacak kanuni düzenlemelere ilişkin önerilerin ortaya konulmasıdır. Çalışmamızda öncelikle kabotaj tekeli kavramı açıklanmıştır. Müteakiben tabiiyet kavramı, TTK ve önceki ticaret kanunları çerçevesinde değerlendirilmiştir. Kabotaj Kanunu, tabiiyet kavramını tanımlamadığından bu hususta bir hukuk boşluğu mevcuttur. Bu boşluk, TTK m. 940 (ETTK m. 823) hükümlerine müracaat etmek suretiyle doldurulmuştur. Ne var ki, sorunun kesin olarak çözümü için Kabotaj Kanunu’na TTK’nun 940. maddesine referans yapan bir hükmün ilave edilmesinin şart olduğu tespit edilmiştir.
Çalışmamızda değişen koşullar gereğince kabotaj istisnalarının genişletilmesinin uygun olacağı kanaatine varılmıştır. Aday ülke olarak Türkiye’nin bu safhada Kabotaj Kanunu’nu Avrupa Birliği Kabotaj Tüzüğü’ne uyumlu hâle getirmesinin sakıncalı olacağı değerlendirilmiştir. Ancak tam üyelik gerçekleştiğinde bir geçiş dönemiyle birlikte bu değişikliklerin yapılması gerekli görülmektedir. Kabotaj tekelini ihlal eden gemilerle ilgili olarak idari para cezalarının geminin tonajına göre hesaplanmasının uygun olacağı sonucuna varılmıştır. Ayrıca resmî bir kabotaj bayramı ihdasına yönelik hükümlerin sevk edilmesi önerilmektedir.
This article’s purpose is to present the proposals regarding possible legal regulations by determining the deficiencies of Cabotage Law. In my study, at first it is explained the cabotage concept. Afterwards, the nationality concept is examined within the context of Turkish Commercial Code and previous commercial codes. Due to the fact that Cabotage Law don’t define the nationality concept there is a legal gap in this matter. This gap has been completed by appliying the provisions of article 940 of Turkish Commercial Code (article 823 of previous Turkish Commercial Code). However, in order to solve exactly this problem, it is established that any provision referring to article 940 of Turkish Commercial Code must be incorporated into Cabotage Code.
In this study, it is concluded that extention of the cabotage exemptions would be appropriate in accordance with changing conditions. It is assesed that Turkey, as a candidate country, aligns with European Union Cabotage Regulation at this stage would be undesirable at this stage. But, in case of full membership, the relevant amendments must be realised with a transitional period. It is reached a conclusion that administrative fine to vessels violating cabotage monopoly should be calculated according to their tonnages. Furthermore, it is suggested that the provisions considering formation of an official cabotage festival is accepted.
Primary Language | Turkish |
---|---|
Subjects | Law in Context |
Journal Section | Articles |
Authors | |
Publication Date | June 30, 2020 |
Submission Date | June 8, 2020 |
Published in Issue | Year 2020 Volume: 6 Issue: 1 |