Human movements around the world transform societies and play a decisive role in the local and global policies of states. The transformation experienced with the migration movement also shapes the fate of states and societies. When international migration movements are evaluated, Turkey is located in an accessible geographical location for both East-West and North-South migration routes. Due to this location, Türkiye is seen as a transit and destination country. For this reason, it is seen that internal migration and external migration have been experienced since the first years of the Republic.
When Turkey's migration movement is analyzed throughout the historical process, it is seen that it is generally a country receiving immigration. When we look at the migration movement to Turkey since the declaration of the Republic, it is seen that it comes from Greece, the Balkans and the Caucasus. The migration movement that took place after 1940 took place from rural to urban areas within Turkey. In the 1960s, it was seen that bilateral agreements were made with the labor migration movement for the first time and outward migration from Turkey took place. When we look at the recent migration movements, Turkey is one of the countries receiving immigration.
In recent migrations, the number of female immigrants being close to men and the active participation of women in the social and economic sphere in the country they migrate to have brought to the agenda the concept described as "feminization of migration" in the literature. As a matter of fact, 51.9% of the population migrating to Turkey in 2022 was men and 48.1% was women. Increasing female migration brings up two important debates. The first of these is the position of women after migration, due to the gender-based approach. What problems do women face after migration due to their identity as a "woman" as well as being an "immigrant"? Secondly, the effects of women, who participate more actively in social and economic fields depending on their country, on the adaptation process are discussed. Especially with the recent migration movement to Turkey, women's statements that they live in a freer environment compared to their own countries appear as a factor that increases the number of women in the migration movement.
In the research, Turkey's migration process will be discussed from the first years of the Republic to the present day and the situation of female immigrants will be analyzed. Especially due to the recent increase in the number of female immigrants, the recent migration movement will be discussed based on field work.
Dünya üzerinde insan hareketleri toplumları dönüştürmekte ve devletlerin yerel ve küresel politikalarında belirleyici rol oynamaktadır. Göç hareketi ile birlikte yaşanan dönüşüm, devletlerin ve toplumların kaderini de şekillendirmektedir. Uluslararası göç hareketleri değerlendirildiğinde, Türkiye, hem Doğu-Batı hem de Kuzey Güney göç rotaları için ulaşılabilir coğrafi konumda yer almaktadır. Bu konumu nedeniyle Türkiye, transit ve hedef ülke olarak görülmektedir. Bu nedenle Cumhuriyetin ilk yıllarından itibaren içe göç ve dışa göçün yaşandığı görülmektedir.
Tarihsel süreçte Türkiye’nin göç hareketi analiz edildiğinde, genellikle göç alan ülke konumunda olduğu görülmektedir. Cumhuriyetin ilanından itibaren Türkiye’ye gelen göç hareketine baktığımızda, Yunanistan, Balkanlar ve Kafkasya’dan geldiği görülmektedir. 1940 yılından sonra yaşanan göç hareketi ise, Türkiye içinde kırdan kente doğru gerçekleşmiştir. 1960 yıllarda ise ilk defa işçi göçü hareketi ile ikili anlaşmaların yapıldığı ve Türkiye’den dışa doğru göçün yaşandığı görülmektedir. Son dönem göç hareketlerine baktığımızda ise, Türkiye göç alan ülkeler konumunda yer almaktadır.
Son dönem yaşanan göçlerde, kadın göçmenlerin sayısının erkeklere yakın olması ve kadınların göç ettikleri ülkede sosyal ve ekonomik alana aktif katılımı, literatürde “göçün feminizasyonu” olarak nitelenen kavramı gündeme getirmiştir. Nitekim Türkiye’ye 2022 yılında göç eden nüfusun %51,9'unu erkekler, %48,1'ini ise kadınlar oluşturmaktadır. Artan kadın göçü, beraberinde iki önemli tartışmayı gündeme getirmektedir. Bunlardan ilki, toplumsal cinsiyet temelli yaklaşım nedeniyle, kadınların göç sonrası nasıl bir konuma sahip olduğu yönündedir. Kadınlar, “göçmen” olmanın yanında “kadın” kimliği nedeni ile göç sonrası hangi sorunlarla karşılaşmaktadır. İkincisi, ülkelerine göre, sosyal ve ekonomik alanda daha aktif katılım gösteren kadınların, uyum sürecine etkileri tartışılmaktadır. Özellikle son dönem Türkiye’ye göç hareketi ile birlikte, Kadınların kendi ülkelerine göre daha özgür bir ortamda yaşadığı yönündeki ifadeleri, göç hareketinde kadınların sayısını artıran unsur olarak karşımıza çıkmaktadır.
Araştırmada, Türkiye’nin göç süreci Cumhuriyetin ilk yıllarından günümüze kadar ele alınarak, kadın göçmenlerin durumu analiz edilecektir. Özellikle son dönemde kadın göçmenlerin sayısında yaşanan artışa bağlı olarak, son dönem göç hareketi saha çalışmasından hareketle ele alınacaktır.
Birincil Dil | Türkçe |
---|---|
Konular | Sosyoloji (Diğer) |
Bölüm | Araştırma Makaleleri |
Yazarlar | |
Erken Görünüm Tarihi | 29 Ocak 2024 |
Yayımlanma Tarihi | 30 Ocak 2024 |
Gönderilme Tarihi | 30 Aralık 2023 |
Kabul Tarihi | 23 Ocak 2024 |
Yayımlandığı Sayı | Yıl 2024 Cilt: 3 Sayı: 1 |