İnsan niçin ahlâklı olmalıdır? Niçin iyi davranmalıdır? Niçin iyilik yapmalıdır? Ahlâklıolmasını, iyiliği belirleyen ölçüt nedir? Bu sorulara farklı şekillerde cevapların verildiği görülür.Gerçekte insan, maddi ya da manevi bir çıkar gereği eylemde bulunur. Bilinç, irade vehürriyetin olmadığı hiçbir eylemin ahlâkî bir eylem olarak değer kazanamayacağı, ahlâkî bireylem olarak değerlendirilemeyeceği noktasında hemen bütün filozoflar birleşmektedir. Şukadar var ki her bilinçli eylem de mutlaka bir çıkar için gerçekleştirilir. Maddi veya manevi,bir çıkar gözetmeksizin gerçekleştirilen eylemin bilinçli bir eylem olduğu tartışılır. Çünküböyle bir eylemin gayesi yoktur. Bilinç ise gayesiz düşünülemez. Ne yaptığını bilmek, aynı zamandaniçin yaptığını bilmektir. Ahlâkî eylem zorunlu olarak ereği belli olan bir eylemdir. Ereksizbir eylem ahlâkî bir eylem olarak değer kazanamaz. En büyük çıkar ebedî ve sonsuz olançıkardır. Bu durumda ebedî ve sonsuzluğun sahibi olan Allah’ın rızasını kazanmak insanınahlâkî eylemlerinin ana sebep ve gayesini oluşturur. İşte bu hakikati gören Yunus Emre veHacı Bektaş Veli gibi sufîler, lebbeyk diyerek ihlâs ve aşk ile Ebedî Sevgili’nin rızasını kazanmayaçalışmışlardır.
Ahlâk İnsan doğası tabiat yasası vicdan bilinç çıkar aşk Allah Hacı
Why should one be moral? Why should we be well-behaved? Why should we do a favour? What is the criteria that defines what is moral and favour? These questions are answered in different ways. Actually, people act by materialistic and spirutual benefits. Almost all the philosophers agree that none of the acts without conscience, will or freedom can be defined as worthy or moral. However, every conscious act is done absolutely for benefit. It is argumentative that the act done regardless of materialistic or spiritual benefit is conscious or not. Since such an act has no aim. Yet aimless conscience is unthinkable. Knowing what to do means knowing why to do it. Moral act is an act compulsorily with a specific objective. An act without an objective can not be valued as a moral act. The biggest benefit is the eternal and infinite benefit. In this case, gaining the approval of God- the eternal, forms the main objective of moral acts. Therefore, the sufi such as Yunus Emre and Haci Bektas-i Veli who saw the truth tried to gain the approval of the Eternal Beloved, full of love and sincerity
Primary Language | Turkish |
---|---|
Journal Section | Research Article |
Authors | |
Publication Date | December 3, 2014 |
Published in Issue | Year 2014 Issue: 72 |
Bu dergide yayımlanan makaleler Creative Commons Attribution 4.0 ile lisanslanmıştır. Bu lisans, açık erişimli bir makalenin ticari olmayan bir şekilde tekrar kullanılmasına, yazar doğru atfedildiği sürece izin verir.