Âşık Veysel Anadolu bilgeliğini bütün yönleriyle kendinde toplamış bir halk ozanıdır.Türk Halk Edebiyatında belki de Yunus’tan sonra bu kadar az kelimeyle bu kadar çok şeyianlatan başka bir şair bulmak zordur. Veysel bu şiirinde felsefe ve onun bir disiplini olanestetiğin kavramlarına bilinçli olarak başvurmadan müthiş bir estetik teori ve bir sanat felsefesigeliştirmektedir. Veysel’in adı geçen şiirinden hareketle estetik yargı bakımından onunöznelci olduğunu, değerleri tanımlanamaz bir şey olarak kabul ettiğini, evrendeki zıtlıklarınontolojik bir zorunluluk olarak karşımıza çıktığını, öznelci yaklaşımda aşırıya kaçmadığını veşiirin sonuna doğru bu yaklaşımın yerini öznel-nesnel yargı uzlaşmasına bıraktığını ve nihaianlamda aşkın amacının maşuk’a ulaşmak olduğu sonucuna ulaşmak mümkündür. İnsanınvaroluş amacı budur ve insan ancak bu amacı gerçekleştirdiği ölçüde varlık kazanabilmektedir.Bütün bir varlık âleminin ortaya çıkmasının temel sebebi aşktır. Aşk aynı zamandavarolanların varlıklarını devam ettirmek için de temel bir unsurdur. Evrendeki zıtlıkların ontolojiktemeli insanların varlık, bilgi ve değer konusunda farklı fikirde olmalarıdır. Zıtlıklarınhâkim olduğu dünyada insana düşen “güzel”i bulmak, onu yaşamak; çirkine ve bunun ahlaktakiuzantısı olan kötüye bulaşmamaktır. İnsan-ı Kâmil de bunu hayatı boyunca yaşayabilmişve bu sayede ruhi olgunluğa erişmiş kişidir.
Âşık Veysel Hacı Bektaş Velî İbnü’l Arabî hakikat İslam makâlât marifet insan-ı kâmil aşk maşuk Tanrı edebiyat varlık şiir
Aşık Veysel is a bard who has internalized Anatolian wisdom. It is almost impossible to find another poet who can tell many things in few words in Turkish Folk Literature. Veysel, in his poem, develops an excellent aesthetic theory and philosophy of art without making any conscious reference to any concepts of philosophy and aesthetics, a discipline of philosophy. It is possible to infer from the poem in question that Veysel is a subjectivist in his aesthetic judgment and, at the same time, accepts values as indescribable and that the opposites in the universe emerge as an ontological necessity. We can also observe in the poem that he has not gone too far in his subjectivism and, towards the end of the poem, this subjective approach is replaced by reconciliation between subjective and objective judgment. It is possible to come to a conclusion that the ultimate aim of love is to reach the beloved. This is the aim of human existence and man can gain existence to the extent he achieves this aim. Love is considered by Veysel as the primary reason for existence. It is also seen as a vital principle for the continuity of existence for every being. Ontological basis for the conflict in universe originates from the difference among ideas on existence, knowledge and values. In the world of conflict, the role of human being is to find “beauty” and live accordingly, without involving in “ugly” and its ethical equivalent “evil”. “İnsan-ı Kâmil” according to Veysel is the one that achieves spiritual maturity by following this practice throughout his life
Âşık Veysel Hacı Bektaş Velî İbnü’l Arabî truth Islam makâlât knowledge of God insan-ı kâmil love beloved God literature being poetry
Primary Language | Turkish |
---|---|
Journal Section | Research Article |
Authors | |
Publication Date | October 24, 2013 |
Published in Issue | Year 2013 Issue: 67 |
Bu dergide yayımlanan makaleler Creative Commons Attribution 4.0 ile lisanslanmıştır. Bu lisans, açık erişimli bir makalenin ticari olmayan bir şekilde tekrar kullanılmasına, yazar doğru atfedildiği sürece izin verir.