Âşıklık geleneğinin XVI. yüzyıldan itibaren şekillendiği kabul edilir. Geleneğin günümüze nasıl bir süreç içinde geldiği hususunda değişik iddialar vardır. Âşıklık geleneğinin başlangıcını Bâtıni Tekkelerle ilişkilendiren İlhan Başgöz’ün belirlemesi, söz konusu geleneğin tarihsel bir süreç içinde anlaşılmasını daha da kolaylaştırmaktadır. Başgöz’ün işaret ettiği noktadan hareketle, Türk saz şairlerinin tarihsel süreç içinde şamandan ozana, ozandan derviş şaire, derviş şairden de Aşık’a doğru bir değişim izlediği tespiti rahatlıkla yapılabilmektedir. Makalemizde âşıklık geleneği tarihsel bir süreç içinde açıklanıp, İlhan Başgöz’ün belirlemelerinin Türkmen Bâtıni geleneğini, özelde Alevi ve Bektaşi çalışmalarını nasıl olumlu yönlendirdiği, örneklenerek açıklanacak ve bütünlüklü bir yaklaşım ortaya konulacaktır. Âşıklık geleneğinin oluşum süreçlerinde Türkmen Batıni geleneğinin iki farklı koldan gelişmesinin tespiti yapılarak, Alevilerin daha çok konar göçer ve kırsal bölge Batıni Türkmenleri olduğu vurgulanacak ve diğer kolun aşıklık geleneğini oluşturanların ise yerleşik Sünni Türkmenler olduğu tespiti yapılacaktır. Süreç içinde bu iki kolun Türk sözlü şiir geleneği temelinde karşılıklı etkileşimi ve ilişkisi olsa da kendilerine özgü kendi geleneklerini oluşturdukları ifade edilecektir. Günümüzde Türk halk şiir geleneğini bütünsel olarak kavrayabilmek, Türk toplumunu oluşturan unsurların, tarihsel süreç içinde doğru anlamlandırılması ile mümkün olacaktır.
It is usually accepted that the tradition of minstrels started in the 16th. century. There are various different arguments about the transmission of the traditions of wandering minstrels. The argumentation made by Prof. Ilhan Başgöz on the birth of minstrels enlightens our understanding about the tradition in a historical process. It is clearly possible to elaborate the evolution of Turkish poets into shamans, minstrels, dervish poets, and ashık minstrel by integrating the approach used by Prof.Basgöz. In this paper, the purpose is to explain the way is which the approach used by Ilhan Basgöz has been enriching for the tradition of Turkmen-Heterodoxy studies as well as Alevi-Bektashi studies by offering examples. Additionally, the processes related to the development of minstrels and the tradition of Turkmen-Heterodoxy will be evaluated. It will also be emphasized that the Alevi people are nomadic and belong to the traditional rural Heterodox Turkmens; that the other branch of the tradition is formed by the Sunni Turkmens who are not nomadic. There will be an emphasis on the argument on the interplay between the two branches on the one hand; and the development of independent traditions on the other. It will be possible to grasp the tradition of the Turkish poetry as a whole by analyzing and acknowledging elements of the Turkish society in a historical process.
Primary Language | Turkish |
---|---|
Journal Section | Research Article |
Authors | |
Publication Date | March 2, 2021 |
Published in Issue | Year 2021 Issue: 97 |
Bu dergide yayımlanan makaleler Creative Commons Attribution 4.0 ile lisanslanmıştır. Bu lisans, açık erişimli bir makalenin ticari olmayan bir şekilde tekrar kullanılmasına, yazar doğru atfedildiği sürece izin verir.