İmam Mâtürîdî, Ehl-i Sünnet anlayışının kurucu imamlarından olup Ebû Hanîfe geleneğine dayanmış ve onun fikirlerini daha sistemli hâle getirmiştir. Şeyh Ahmed Yesevî ise Hanefî-Mâtürîdî ilim havzasında yetişmiş önemli bir sufi olarak tarihte iz bırakmış kişiliklerdendir. Mâtürîdî ve Yesevî’nin fikir dünyalarını doğrudan kıyaslamak oldukça zordur. Bunun sebebi her iki ismin hedef, metot ve sahalarının farklı oluşudur. Böyle olmakla birlikte Ahmed Yesevî ve Yesevîlik, kendisinden önce teşekkül etmiş ve birçok temel dini problemleri halletmiş olan mezhebî yapının üzerinde yükselmiştir. Mâtürîdî, dini akıl ve hayat ekseninde anlayan Ehl-i Rey mensubu bir mezhep kurucusu olarak bilinmektedir. Özellikle dinin inançla ilgili kısımlarını ne Haricîler gibi zâhirî/literal anlamda ne de Şiîler gibi bâtınî/ ezoterik çizgide yorumlamıştır. Bunların yerine, mensubu olduğu Hanefîlik geleneğini devam ettirerek, Kur’an’ı ve Sahih Sünnet çerçevesinde akıl ve nakil dengesini esas alan bir teoloji geliştirmiştir. Bu teolojide, yaratan ile yaratılan birbiri ile karıştırılmamakta, dinin anlaşılması ve hayatın kurulmasında hikmet gözetilerek insana merkezî bir konum verilmektedir. Hanefî–Mâtürîdî geleneğin bir temsilcisi olarak Türkistan bölgesinde faaliyetlerini sürdürmüş olan Ahmed Yesevî aynı çizginin devamı olarak bir ahlâk öğretisi geliştirmiştir. Yesevî’nin öğretisinde İslam’ın temel ilkelerini sarsacak olan bâtınî/ezoterik unsurlara veya hayatın gerçeklerini görmezden gelecek katı zâhirî/literal yorumlara rastlanmamaktadır. Dinin esaslarından ayrılmadığını ve şerî hükümlere bağlılığını sürekli dile getiren Yesevî, kaçırdığı bir vakit namazına pişmanlık duymakta, günahlarına istiğfar eylemekte veya Allah’ın rızasını dilemektedir. Yeri geldiğinde halka zulmeden siyasetçileri tenkit etmekte ya da toplumdaki bozulmuşluğun yaygınlaşmasından şikâyetçi olmaktadır. Özellikle hikmetlerinde o huşu içinde Allah’a bağlanan bir kul, Hz. Peygamber’in sevgisiyle kalbi dolu bir ümmet ve âhiret yolculuğuna kendisini hazırlayan bir mümin durumundadır. Çalışmamızda ele alacağımız hususlar; İmam Mâtürîdî ve Ahmed Yesevî’nin başta akâid ilkeleri olmak üzere, siyaset ve ahlâk gibi temel konulardaki etkileşimlerinin tespiti şeklinde olacaktır. Ayrıca Ahmed Yesevî’nin değinmediği ancak öteki tarikatların ayırıcı hususları olan bazı konulara da yer verilecektir.
Imam Mâtürîdî, who is one of the founders of madhab al-Ahl as-Sunnah, followed the tradition of Abu Hanife and restated some of his ideas. Sheyh Ahmad Yasavî was also an important Sufi who grew up in the Hanafi- Mâtürîdî environment of learning and knowledge. It is difficult to directly compare Mâtürîdî and Ahmad Yasavi in terms of the sphere of their ideas. The reason is that they differ in their intentions, methodologies and fields. Furthermore, Ahmad Yasavi and Yasavism were premised on Hanefism and Mâtürîdîsm which solved a large number of basic religious problems before Yasavism. Mâtürîdî is known as an theoretical and practical interpreter of religion. Mâtürîdî interpret the religion neither like the Kharijites who commented upon the religion with a literal comprehension, nor like the Shia who commented upon the religion with an esoteric comprehension. Instead of Shia or Kharjites, he maintained his Hanafi tradition and developed a theology that was based on circle of Qur’an and Sunnah. The human is in the center of this theology with the balance of wisdom.As a representative of Hanafi- Mâtürîdî tradition, Mâtürîdî lived and worked in the Turkistan region. Being a follower of the same path, Ahmed Yasavi improved Mâtürîdî’s moral teaching. No esoteric/internal or literal/external exaggerations that may be harmful for the basic principles of Islam can be found in Yasavi’s teaching. Constantly declaring that he is a follower of Sharia and Islamic rules, Yasavi repents of his lost prayers salah , prays for forgiveness of Allah for his sins with excuses and asks the consent of God. Sometimes he criticizes cruel politicians who tortured the poor people and complains about social corruptions. He was a pure servant of the God, a keen follower of the Messenger with full of the Messenger’s love in his heart and a believer who prepared himself for the journey Hereafter.The present study deals with descriptions of the relationship between Imam Mâtürîdî and Ahmad Yasavi in basic issues such as creedal aqaid principles, politics and moral problems. In addition to some untouched topics of Yasavi, I will mention some problems that they are distinctive from other Sufi movements
Primary Language | Turkish |
---|---|
Journal Section | Research Article |
Authors | |
Publication Date | December 14, 2017 |
Published in Issue | Year 2017 Issue: 84 |
Bu dergide yayımlanan makaleler Creative Commons Attribution 4.0 ile lisanslanmıştır. Bu lisans, açık erişimli bir makalenin ticari olmayan bir şekilde tekrar kullanılmasına, yazar doğru atfedildiği sürece izin verir.