Nusayrîler Osmanlı Devleti bünyesinde Adana, Halep ve Sayda vilayetleri dâhilinde yaşamışlardır. Arap Alevileri olarak da adlandırılan bu gurup özellikle 19. yüzyılın ikinci yarısından itibaren Osmanlı belgelerine yansımıştır. Çünkü bu dönemde Nusayrîler, yaşadıkları coğrafyanın öneminden ve dâhil oldukları mezhepten dolayı Emperyalist Devletlerin dikkatini çekmiştir. Böylece Emperyalist Devletler bu bölgede misyonerlik gibi bir takım faaliyetlere başlamışlardır. Aynı zamanda Nusayrîler Osmanlı Devletinde her zaman Müslüman olarak addedilmelerine rağmen halk arasındaki durumlarından dolayı devlete başvurup kendilerinin Ehl-i Sünnet mezhebine dâhil olma taleplerini iletmişlerdir. Talepleri devletçe memnuniyetle karşılanmış ve bölge ileri gelenlerine bu durumun böyle kabullenilerek Nusayrîlerin cami ve ehl-i sünnet mekteplerine kabul edilmesi istenmiştir. Okul ve cami bulunmayan Nusayrî köylerinde de derhal okul ve cami inşa edilmesi için talimat verilmiştir. Her ne kadar bazı kaynaklarda II. Abdülhamit döneminde Nusayrîlerin takibata ve baskıya maruz kaldıkları ifade edilse de belgelerden görüldüğü üzere Ehl-i Sünnet olma talebi Nusayrîlerden gelmiştir. Bölgede açılan birçok okul ve caminin Abdülhamit dönemine ait olduğu görülmektedir.
Nusairis have lived in Adana, Allepo and Sayda provinces within the scope of Ottoman Empire. This group who is also called Arab Alevis took its place in Ottoman documents since the second half of 19th century because, in that period, Nusairis attracted attention of imperialist states in terms of the importance of the geography they lived in and of the sect they involved in. Therefore, the emperialist states started to engage in missionary activities. At the same time, although Nusairis were always counted as Muslims in Ottoman Empire they indented for being included in Ahl Al-Sunnah because of their situation in the public eye. Their demands were highly welcomed by the state and the notables accepted the situation and let Nusairis go to the mosques and Ahl Al-Sunnah schools. It was instructed to build a school and a mosque immediately in Nusairi villages which had no mosque and school. Although, according to some sources, it is stated that Nusairis were prosecuted and dominated during the period of Abdulhamid II the demand of being included in Ahl Al-Sunnah was performed by Nusairis. It is clear that most of the mosques and schools belong to the Aldulhamid period.
Primary Language | Turkish |
---|---|
Journal Section | Research Article |
Authors | |
Publication Date | January 28, 2013 |
Published in Issue | Year 2010 Issue: 54 |
Bu dergide yayımlanan makaleler Creative Commons Attribution 4.0 ile lisanslanmıştır. Bu lisans, açık erişimli bir makalenin ticari olmayan bir şekilde tekrar kullanılmasına, yazar doğru atfedildiği sürece izin verir.