beyond traditional film analyses that prioritize visual storytelling, it investigates the impact of auditory elements on complex themes such as migration, memory, and identity. Özcan Alper’s Future Lasts Forever (Gelecek Uzun Sürer) was selected as the case study, and the narrative function of sound in the film was examined using a qualitative content analysis method. The analysis reveals that sound flashbacks, recorded testimonies, off-screen sounds, and prolonged silences serve as powerful tools in representing the emotional traces of migration on the individual. In the film, sound is not merely a sensory element but a narrative device that bridges past and present and renders the character’s inner journey perceptible. Off-screen sounds contribute to the spatial representation and convey the void left by displacement, while silence emerges as a representation of repressed memory and unspoken experience. This study demonstrates that sound is not only a technical component in film but also a fundamental narrative structure that shapes temporal and emotional dimensions. By highlighting the potential of sound to represent migration—a phenomenon interwoven with both social and personal dimensions—this approach offers a distinctive contribution to film studies.
Bu çalışma, sesin sinemada kurgu yoluyla anlam üretimindeki rolünü göç teması bağlamında ele almayı amaçlamaktadır. Görsel anlatının baskın olduğu geleneksel sinema çözümlemelerinin ötesine geçerek, işitsel unsurların özellikle göç, hafıza ve kimlik gibi çok boyutlu konular üzerindeki etkisi incelenmiştir. Bu bağlamda Özcan Alper’in Gelecek Uzun Sürer filmi örneklem olarak seçilmiş ve filmde sesin anlatıdaki işlevi nitel bir içerik analizi yöntemiyle değerlendirilmiştir.Analiz sonucunda, filmde kullanılan ses flashback’lerinin, kaydedilmiş anlatıların, off-screen seslerin ve uzun sessizliklerin, göçün bireyde bıraktığı duygusal izleri temsil etmede güçlü araçlar olduğu görülmüştür. Filmde ses yalnızca işitilen bir unsur değil, geçmişle şimdi arasında bağ kuran ve karakterin içsel yolculuğunu görünür kılan bir anlatım biçimi olarak yapılandırılmıştır. Görüntüde yer almayan seslerin mekânı temsil edişi, göç sonrası oluşan boşlukları hissettirme işlevi taşımakta; sessizlik ise bastırılan hafızanın ve anlatılamayan deneyimlerin temsili olarak ön plana çıkmaktadır.Çalışma, sinema çözümlemelerinde sesin yalnızca teknik bir unsur değil, aynı zamanda anlatının zamansal ve duygusal yapısını kuran temel bir bileşen olduğunu göstermektedir. Göç gibi toplumsal ve bireysel yönleri iç içe geçen bir olgunun, görsel değil işitsel yollarla da temsil edilebileceğini ortaya koyan bu yaklaşım, sinema yazınına farklı bir katkı sunmayı hedeflemektedir.
Etik beyan gerekmemektedir.
Birincil Dil | Türkçe |
---|---|
Konular | İletişim ve Medya Çalışmaları (Diğer) |
Bölüm | Haziran 2025 |
Yazarlar | |
Yayımlanma Tarihi | 22 Ağustos 2025 |
Gönderilme Tarihi | 6 Ağustos 2025 |
Kabul Tarihi | 17 Ağustos 2025 |
Yayımlandığı Sayı | Yıl 2025 Cilt: 2 Sayı: 1 |