Çalışmanın amacı Türkiye Cumhuriyeti Devleti’nin kuruluşundan günümüze kadarki süreçte yaşanan merkez-çevre dikotomisini, cumhuriyet-demokrasi kavramlarının siyasi tarih kapsamında gelişim süreçlerini ve uygulanış biçiminin kompozisyonunu ortaya koyabilmektir. Türkiye’de yaşanan kırılmanın tarihsel arka planına inerek okuyucuyu aydınlatabilmektir. Metot olarak karşılaştırmalı analizlere yer verildi. Örneğin; Cumhuriyet fikrinin özellikle 1. Dünya Savaşı’ndan sonra nasıl dayatıldığı gibi. Makalede değinildiği üzere ABD Başkanı Wilson, Almanya’nın yanında savaşa girenlere ancak demokratik bir hükümetle masaya oturacağını dile getirmiştir. Türkiye’de ise Cumhuriyet’e geçiş bir dayatma ile değil bizzat Mustafa Kemal Atatürk ve kadrosunun öncülüğünde gerçekleşmiştir. Zira Türkiye’de Meşrutiyet Devrimleri, Cumhuriyet fikrine siyasi bir laboratuvar vazifesi görmüştür. Çalışmada tezi konsolide edebilmek için yerli ve yabancı kaynaklardan yararlanıldı. Cumhuriyet kurulduğundan bu yana Cumhuriyetçi elitlerin ortaya çıkardığı reformlar toplumsal muhalefeti de beraberinde getirmiştir. Cumhuriyet halk egemenliği ve hukuk devleti gibi kavramlarla eşit yurttaşlığı tanımlar ancak neden bu ideo-politik düşünce toplumun geneli tarafından benimsenmedi? Türk milli kimliği adı altında ulus-devlet kurulması neden sorunların başlangıcına neden oldu? Bütün bu soruların cevabı makalede nedensellik içerisinde anlatılmıştır. Çalışmada günümüzde yaşanan toplumsal kutuplaşmaların temelinin Cumhuriyet döneminde yaşanan merkez-çevre zıtlaşmasına dayandığı sonucuna varılmıştır. Türkiye’de üstten alta yaşanan yapısöküm devriminin sadece elitist bir kesim tarafından benimsenmesi ve alta yayılmaması günümüzde yaşadığımız sorunların temelini teşkil etmektedir. Türkiye’de yaşanan devrim sosyo-prikolojik açından incelendiğinde çevrenin sisteme kendini adapte etmediği görülecektir. Türk devletinin temelini oluşturan ulus-devlet, milli Türk kimliği gibi kavramların da oluşumu bu dönemde olmuştur dolayısıyla toplumda Türk devletine karşı olan insanların ezilmişlik moral-motivasyon kaynağı da yine bu dönemde yaşanan olaylar olmuştur.
The aim of the study is to reveal the center-periphery dichotomy experienced in the process from the establishment of the Republic of Türkiye to the present day, the development processes of the concepts of republic-democracy within the scope of political history and the composition of the way they are implemented. To enlighten the reader by going into the historical background of the rupture in Türkiye. Comparative analyses were used as a method. For example, how the idea of the Republic was imposed especially after the First World War. As mentioned in the article, US President Wilson stated that those who entered the war on the side of Germany would only come to the table with a democratic government. In Türkiye, on the other hand, the transition to the Republic was not an imposition, but was led by Mustafa Kemal Atatürk and his staff. In Türkiye, the Constitutional Revolutions served as a political laboratory for the idea of the Republic. In order to consolidate the thesis, the study utilized local and foreign sources. Since the establishment of the Republic, the reforms introduced by the Republican elites have brought about social opposition. The Republic defined equal citizenship through concepts such as popular sovereignty and the rule of law, but why was this ideo-political idea not embraced by the society at large? Why did the establishment of a nation-state under the name of Turkish national identity lead to the beginning of the problems? The answers to all these questions are explained causally in the article. The study concludes that the basis of today's social polarization is based on the center-periphery opposition during the Republican era. The fact that the top-down deconstruction revolution in Türkiye was adopted only by an elitist group and did not spread to the bottom constitutes the basis of the problems we are experiencing today. When the revolution in Türkiye is analyzed from a socio-pricological perspective, it will be seen that the periphery has not adapted itself to the system. Concepts such as the nation-state and national Turkish identity, which form the basis of the Turkish state, were also formed during this period, and therefore the source of the oppressed morale-motivation of the people who oppose the Turkish state in society was the events that took place during this period.
Primary Language | Turkish |
---|---|
Subjects | Asian Cultural Studies |
Journal Section | RESEARCH ARTICLES |
Authors | |
Early Pub Date | December 15, 2023 |
Publication Date | December 28, 2023 |
Submission Date | September 30, 2023 |
Acceptance Date | December 5, 2023 |
Published in Issue | Year 2024 |
All site content, except where otherwise noted, is licensed under a Creative Common Attribution Licence. (CC-BY-NC 4.0)