Görsel algı, mekânları tanımladığımız ilk algı türüdür. Mekânı oluşturan fiziksel elemanların bir araya geliş kurguları, biçim, ölçek, renk, doku gibi özellikleri söz konusu mekânın kullanıcısı üzerindeki görsel algısını belirlemektedir. Bireylerin çevre algılarında görsel algı ilk sırada gelmekte, işitsel algı ise onu takip eden ikincil önemdeki algılama türü olarak kabul edilmektedir. Görsel algıyla beraber işitsel algının değerlendirilmesi mekânsal algının bütüncül ifadesinde önem taşımaktadır. Özellikle tarihi kimliğe sahip kentsel mekânların taşıdıkları bu kimliklerin sürdürülmesi, kullanıcılar üzerinde bıraktıkları görsel ve işitsel algı kapsamında devam etmektedir. Bu bağlamda çalışmanın temel amacı; tarihi kentsel mekânların görsel ve işitsel özelliklerinin tanımlanması ve bu özelliklerin sahip oldukları tarihi çevre kimliğine (tarihi çevre algısı oluşturmaya) ne derece etkisi olduğunun tespit edilerek, bu alanlardaki düzenlemeler için tarihi kimliğin sürdürülmesine yönelik çıktılar elde edilmesidir. Bu kapsamda çalışmada, tarihi kentsel mekânlardaki görsel ve işitsel özelliklerin mekânı deneyimleyen kullanıcı tarafından tanımlanmasıyla beraber, tanımlanan bu özelliklerin ‘tarihi çevre algısı’ oluşturmadaki etkilerinin değerlendirilmesini sağlayacak, farklı tekniklerin birleştirilerek kullanıldığı bir yöntem denemesi yapılmıştır. Çalışmada Palermo kentindeki üç kent meydanı ele alınmış, bireysel bir deneyim ile bir yöntem denemesi planlanmıştır. Farklı tekniklerin birlikte kullanıldığı yöntem akışında ilk aşamada, seçilen tarihi mekânların öncelikle görsel ve işitsel özellikleri anlamsal farklılaşım tekniği kullanılarak, zıt sıfat çiftleri ile tanımlanmıştır. İkinci aşamadaysa; anlamsal farklılaşım tekniği ile alanın görsel ve işitsel karakterini tanımlamaya yönelik seçilen sıfatların, söz konusu alanın tarihi çevre kimliğine ne derece etkisi olduğu üçlü Likert ölçeğine göre derecelendirilmiştir. Üçüncü aşamada ise; işitsel algının ölçülmesine yönelik ses ölçümleri yapılmış ve ses türleri belirlenmiştir. Bu sayede işitsel algının belirlenmesine yönelik ilk aşamada anlamsal farklılaşım tekniği ile elde edilen bulguların, dozimetre cihazı ile yapılan ses ölçümleri ile karşılaştırılması hedeflenmiştir. Çalışma sonucunda, meydanlardaki görsel algı tanımlanmış, alanlardaki tarihi kimliği bozan veya destekleyen fiziksel öğeler, ses türleri ve gürültü düzeyleri saptanmıştır. Meydanların görsel algılarının tamamlayıcısı olan işitsel algının incelenen meydanlarda, özellikle kullanıcı hareketlerinde yönlendirici etki sağladığı görülmüştür. Çalışmada bireysel deneyim ile kurgulanıp uygulanan yöntemin tarihi mekânlarla ilişki çalışmalarda örneklem büyüklüğü değiştirilerek kullanılabilecek bir yöntem olduğu sonucuna varılmıştır.
Visual perception is the primary sensation that we define the places. The combination of physical components of urban places and their features such as form, scale, color and texture change the visual perception of the users. Visual perception comes first in individuals' perceptions of the environment, and auditory perception is accepted as a secondary perception type that follows it. Therefore, the evaluation of auditory perception with visual perception is important for holistic expression of spatial perception. Especially the historical urban spaces continue within the scope of users’ visual and auditory perceptions. Therefore, the purpose of the study is to analyze the visual and auditory features of historical urban spaces and to determine how these features affect their historical identity. In this way, it is aimed to obtain outputs for the sustainability of historical identity in these areas. In this context, in the study, a method was tried to be used by combining different techniques, which enable the visual and auditory features in historical urban spaces to be defined by the user who experiences the place, and to evaluate the effects of these defined features in generating the 'historical environment perception’ is aimed. Hence, three urban squares in Palermo are handled. With a method trial with individual experience is planned. In the first stage of the method flow where different techniques are used together, firstly; the visual and auditory features of the selected historical places are defined with the opposite adjective pairs by using the semantic differentiation technique. The second stage is analyzing how to effect visual and auditory identity of the urban spaces to the historical identity with using triple Likert scale. In third stage, sound levels were measured and sound types were defined. In this way, it was aimed to compare the findings obtained with the semantic differentiation technique in the first stage and the sound measurements made with the dosimeter device. As a conclusion, the visual perception of the squares on users was defined. The physical elements, sound types and sound levels that distort or support the historical identity of the areas were determined. It has been observed that the auditory perception, which is the complement of the visual perceptions of the places, provides a directing effect, especially in user movements. It was concluded in the study that the method applied with individual experience is a method that can be used by changing the sample size in studies related to historical places.
Spatial Perception Urban Square Visual Perception Soundscape Semantic Differentiation Technique
Primary Language | Turkish |
---|---|
Subjects | Urban History, Urban Aesthetics, Urban Design |
Journal Section | RESEARCH ARTICLES |
Authors | |
Early Pub Date | December 15, 2023 |
Publication Date | December 28, 2023 |
Submission Date | October 7, 2023 |
Acceptance Date | December 6, 2023 |
Published in Issue | Year 2024 |
All site content, except where otherwise noted, is licensed under a Creative Common Attribution Licence. (CC-BY-NC 4.0)