Son yıllarda tüm dünyada küresel dijital platformların hakimiyetinde yapılanan yayıncılık endüstrilerinde kamu hizmeti yayıncılarının konumu ve geleceğine dair tartışmalar da onlarla bağlantılı olarak sürmektedir. Özellikle 2000’li yıllardan itibaren yeni medya mecralarına uyum sağlamaları ve bu mecraları etkin bir şekilde kullanmaları temelinde şekillenen bir eğilim kamu hizmeti yayıncıları açısından belirginleşirken, bu durum kendi talep üzerine video (VOD) platformlarını kurmaya kadar uzanmaktadır. Kamu hizmeti yayıncılarının bu adımları piyasa ilişkilerinin hâkim olduğu bir ortam temelinde şekillenmektedir. Bu gelişmeler 1980’li yıllardan günümüze uzanan süreçte giderek belirginleşen neoliberal politikalar, küreselleşme dinamikleri ve yeni medya teknolojileri gibi medya sektörünü yeniden yapılandıran daha temel dinamiklerle bağlantılı olarak biçimlenmektedir. Son dönemde kamu hizmeti yayıncılarının kendi ulusal pazarlarında etkin bir konum edinme ve birer içerik üreticisi ve dağıtıcısı olarak bu pazarların küresel aktörler karşısındaki konumunu güçlendirme gibi rollerle kendisini konumlandırması da bu gelişmelerle bağlantılı olarak karşımıza çıkmaktadır. Bu bağlamda, medya sektörünün piyasa temelli hâkim yapılanışı içinde yaşanan dönüşümler bir yandan kamu hizmeti yayıncılığı açısından çelişkili bir yapı ortaya çıkarırken diğer yandan da bu anlayışı sürdürme ve geliştirme adına yeni fırsatlar ve meşruiyet dayanaklarını ortaya çıkarmaktadır. Giderek yoğunlaşan rekabet ortamı ve piyasa hakimiyeti kamu hizmeti yayıncılarına kendi konumlarını kültürel açıdan tanımlamaları için yeni bir ortam sunmaktadır. Bu gelişmeler Türkiye’de de TRT’nin medya sektöründeki konumu, içerik üretimi alanına yaptığı yatırımlar ve yeni medya platformlarıyla etkileşimi ve hatta son dönemdeki platformlaşma yönelimi üzerinden izlenebilmektedir. Bu çalışmada TRT’nin özellikle 2010’lu yıllarda içerik üretim ve dağıtım alanlarında gerçekleştirdiği faaliyetleri üzerinden medya sektöründe ulusal içerik üretiminin ve dağıtımının en temel aktörlerinden biri ve kültürel yapının korunmasına hizmet eden anlayışın temsilcisi olarak konumlanma çabalarına dair bir analiz yapılmaktadır. Bu yönelimi hangi dinamiklerin şekillendirdiğini, TRT’nin neden yayıncılık faaliyetlerini yeniden kültürel açıdan ve kamu hizmeti anlayışı vurgusuyla tanımlama çabası içinde olduğunu ve bunun piyasa ile ilişkileriyle nasıl bir bağlantısının bulunduğunu anlamlandırmaya odaklanılmaktadır. Bu çerçevede; TRT’nin yöneliminin temel olarak piyasa dinamiklerine dayalı rekabet ilişkileri çerçevesinde biçimlendiği, bu yapının kamu hizmeti ilkelerine ve köklerine yönelerek kendisini konumlandırma biçimini şekillendirdiği ileri sürülmektedir. TRT’nin faaliyet raporları ve kamusal tartışmaların izlendiği gazete arşivleri üzerinden, belge analizine dayalı nitel bir çalışma gerçekleştirilmektedir.
Discussions about the position and future of public service broadcasters in the broadcasting industries, which have been structured under the dominance of global digital platforms all over the world in recent years, continue in connection with them. Especially since the 2000s, a trend based on adapting to new media channels and using these channels effectively has become evident for public service broadcasters, and this extends to establishing their own VOD platforms. These steps of public service broadcasters are shaped on the basis of an environment dominated by market relations. These developments are shaped in connection with more fundamental dynamics that restructure the media sector, such as neoliberal policies, globalization dynamics and new media technologies, which have become increasingly evident in the period from the 1980s to the present. Recently, public service broadcasters have positioned themselves with roles such as gaining an effective position in their own national markets and strengthening the position of these markets against global actors as content producers and distributors. In this context, the transformations within the market-based dominant structure of the media sector, on the one hand, create a contradictory structure in terms of public service broadcasting, and on the other hand, reveal new opportunities and legitimacy bases to maintain and develop this model. The increasingly intense competitive environment and market dominance offers public service broadcasters a new environment to define their position in cultural terms. These developments can be traced in Turkey, too, through TRT's position in the media sector, its investments in content production, its interaction with new media platforms, and even its recent platformization trend. In this study, an analysis is made of TRT's efforts to position itself as one of the main actors of national content production and distribution in the media sector and as a representative of the understanding that serves the protection of the cultural structure, through its activities in the fields of content production and distribution, especially in the 2010s. It focuses on understanding what dynamics shaped this orientation, why TRT is trying to redefine its broadcasting activities culturally and with an emphasis on public service, and how this is related to its relations with the market. In this context, it is claimed that TRT's orientation is basically shaped within the framework of competitive relations based on market dynamics, and that this structure shapes the way it positions itself by turning to public service principles and roots. A qualitative study based on document analysis is carried out through TRT's activity reports and newspaper archives where public debates are fallowed.
Primary Language | Turkish |
---|---|
Subjects | Radio-Television |
Journal Section | RESEARCH ARTICLES |
Authors | |
Early Pub Date | December 15, 2023 |
Publication Date | December 28, 2023 |
Submission Date | October 26, 2023 |
Acceptance Date | December 8, 2023 |
Published in Issue | Year 2024 |
All site content, except where otherwise noted, is licensed under a Creative Common Attribution Licence. (CC-BY-NC 4.0)