Migration and
technological pressure on the urban space of the biggest cities of the world of
19th century, European capitals (London, Paris, Berlin, Istanbul,
St.-Petersburg) in the period of industrial revolution 19th –
beginning of 20th century caused the strike of urban ecological
problems (water and air pollution, living space sanitation), putting
metropolitan authorities before necessity of the rapid changes and reforms at
this sphere. The unique features of each of these capitals depends upon the
rate of urbanization and industrialization process, development of municipal
government and civil society, science and technology in public life produces
the way of salvation of the environmental and ecological problems. The
situation insanity of London UK provided a balanced approach to the solution of
some of it, but the rate of urbanization and industrial revolution gives new
forms of ecological problems. Inconsistency of city government politics in
inconsistency of city government in Paris, France, made the solution of the
first urban ecological problems very expensive for the cities budget. The
development of science and technology in German lands and the attention of the
metropolitan authorities of Berlin made the solution the most effective. The
unique development of Istanbul, the Ottoman Empire, its urban and industrial
rates, gives its specific problems (water supply and it’s quality) and
contributed to the absence of threatening levels of pollution. As the opposite,
delaying the decision of the environmental and ecological problems in
St.-Petersburg, the Russian empire, contributed the biggest urban crisis, which
situated in the biggest city of Russia at the First World War and revolution.
XIX. yüzyıl ve XX. yüzyıl başlarından itibaren Sanayi Devrimi ve
endüstrileşme ile birlikte dünyanın büyük şehirlerinin kentsel alanları
üzerinde ortaya çıkan göç ve teknoloji baskısı, Avrupa’nın başkentlerinde
(Londra, Paris, Berlin, İstanbul, St. Petersburg) adeta kentsel ekolojik
sorunları (su ve hava kirliliği, atık toplama vb.) alevlendiren bir rüzgar etkisi
yarattı. Bu ise büyükşehir yönetimlerini ekolojik sorunlar alanındaki
belediyecilik politikalarını değiştirmek zorunda bıraktı. Söz konusu
başkentlerin her birinin kendisine has özellikleri; kentleşme ve endüstrileşme
süreçlerindeki hız, belediye yönetimi ve sivil toplum gelişimi, insan
hayatındaki bilim ve teknoloji çevresel ve ekolojik sorunların çözüme
kavuşturulmasında yöntemler üretmektedir. Büyük Britanya’ya baktığımızda Londra
çevre temizliğiyle ilgili sorunların çözümünde dengeli bir yaklaşım sergilediği
görülmektedir. Lakin sanayileşme ve kentleşme hızı ekolojik problemlere yeni
biçimler kazandırmıştır. Paris’in yaşanabilir bir şehir haline getirilmesi
hususundaki kent yönetiminin tutarsız politikaları, öncelikli kentsel ekolojik
problemlerin çözümü hususunda Fransa’ya şehir bütçesi açısından oldukça
maliyetli kararlar aldırmıştır. Alman topraklarındaki bilim ve teknolojinin
gelişimi ve Berlin şehir yönetiminin dikkatli tutumu, benzer sorunların
çözümünde daha etkin kararların alınmasını sağlamıştır. Osmanlı İmparatorluğu
İstanbul’unun coğrafi konumu ve benzersiz gelişimi, şehrin kentsel ve
endüstriyel göstergeleri, onun kendine özgü sorunlarını (su teminin/kaynakları
ve kalitesi) beraberinde getirirken kirliliğin de tehdit düzeyinde olmamasını
sağlamıştır. Bunların aksine Rusya İmparatorluğu’nun başkent St.
Petersburg’daki ekolojik problemleri göz ardı etmesi, I. Dünya Savaşı ve Devrim
sırasında Rusya’yı büyük şehirlerde baş gösteren çaplı kentsel krizlerle
yüzleşmek zorunda bırakmıştır.
Primary Language | English |
---|---|
Journal Section | Research Articles |
Authors | |
Publication Date | September 17, 2019 |
Published in Issue | Year 2019 Issue: 1 |