Canlıların yaşamsal sürekliliğini sağlayabilmeleri için gerekli olan bileşiklerden biri olarak su, mekân, insan ve yaşam biçimi üzerinde yönlendirici etkisi olan önemli bir öğedir. Toplumların dünya üzerindeki yerleşimlerinin dağılımı, bölgesel su rezervleri ile gösterdiği ilişkileri bakımından suyun sosyal önemini vurgulamaktadır. Suyun önemi yalnız hayatın devamlılığı bakımından değil, aynı zamanda hayat standartları ve uygarlık düzeyleri açısından da değerlendirilmelidir. Suyun insan yerleşmelerine ulaştırılması, uygarlık tarihinin önemli aşamalarını yansıtmaktadır. Su bulabilmek için toprağın derinlerine uzanan kuyular açılmış, önceleri zahmetli taşıma yöntemleri ile su kaynakları ve akarsulardan tarım alanları ve yerleşimlere su getirilmiştir. En eski çağlardan beri çeşitli uygarlıklara beşik olmuş Anadolu'da yaşayan kavimler günümüze su kullanımına ait çeşitli izler bırakmışlardır. Osmanlı toplumunda da geleneksel kültürün suya gereksinimi, toplumsal kimlikten inançlara kadar tüm sistemi etkilemiştir. Osmanlı İmparatorluğu’na yaklaşık bir asır başkentlik yapmış Edirne’de pek çok su yapısı bulunmaktadır. Çalışmada bu yapılar; su kemerleri, maskemler, kanallar, büyük su toplama havuzları ve su terazileri olarak ele alınmakta ve kentteki “su terazileri” analiz edilmektedir. Böylece Edirne’deki günümüze ulaşan ve ulaşamayanlar tespit edilerek incelenmektedir. Çalışmanın bu konu ile ilgili ve anıtsal mimari ile ilgili yapılacak diğer çalışmalara veri oluşturması amaçlanmaktadır
As a required compound for the continuity of lifetime for the livings, water has an oriented importance on space, people and life style. The distribution of society settlements over the world emphasized the social importance of water related to the relationship of regional water tanks. The importance of water must be considered not only for the continuity of life but also for life standards and civilization levels. Transmission of water to the people settlements reflects the most important levels of civilization history. Wells were dogged through the deepest part of soil in order to find out water and in previous times water was transmitted to the settlements and to agricultural areas from the water sources and by water ways in hard conditions. The tribes lived in Anatolia which was the cradle of many civilizations since ancient times, left several traces for use of water today. There exist a lot of water structures in Edirne which has been the capital city of Ottoman Empire for approximately one century. In this study, these water structures were dealed with as aqueducts, water tanks, water ways, water cisterns and water towers. Among these, water towers in the city are analyzed. Thus, the ones that have reached today and the others which have not are established and examined. This study is aimed to constitute a data for other studies about this subject and monumental architecture
Other ID | JA55UG37NZ |
---|---|
Journal Section | Articles |
Authors | |
Publication Date | August 5, 2016 |
Published in Issue | Year 2007 Volume: 8 Issue: 1 |