Objectives: In this report, we present the usage of a “modified flying wing” procedure for different indications such as correction of primary supratip depression and saddle nose deformity due to prior septal surgery or prior trauma, and also for prevention of possible supratip deformity. Patients and Methods: Between April 2004 and January 2008, the “modified flying wing” procedure was used in a total of 11 patients; for the correction of primary supratip depression deformities in three patients, for the saddle nose deformities due to prior trauma or septal surgery in four patients, and for the prevention of future supratip deformity in four patients 3 males, 8 females; mean age 25.3 years; range 19 to 35 years . The “modified-flying wing” procedure was performed as described by Jugo. Hump removal and medial or lateral osteotomy were considered based on patient status. In all patients a symmetric, balanced nose was achieved with an adequately projected tip and an esthetically satisfactory dorsum extending from the brows to the tip of the nose. No patient required a secondary rhinoplasty. Results: In all patients the postoperative periods were without any complication and the long-term results were satisfactory. Conclusion: Using a “modified flying wing” procedure for the correction of saddle nose deformity avoids some disadvantages of autografts, such as the tendency of the autograft to warp and curl. Use of this procedure for primary rhinoplasty patients with a risk of developing future supratip deformity prevents this deformity. This combination approach in selected primary rhinoplasty cases provides an esthetically pleasing nose while preventing some complications of classical reduction rhinoplasty. We performed this procedure in 11 patients with good long-term functional and esthetic results.
Amaç: Bu çalışmada “modifiye uçan kanat” işleminin, olası supratip deformitelerinin önlenmesi ve birincil supratip deformitesinin düzeltilmesi veya daha önce geçirilmiş septoplasti ameliyatı nedeni ile ya da travma sonrası oluşan semer burun deformiteleri gibi farklı endikasyonlarla kullanımı sunuldu.Hastalar ve Yöntemler: Nisan 2004 - Ocak 2008 tarihleri arasında primer supratip deformitesinin önlenmesi için üç hastada, geçirilmiş travma ya da septal cerrahi kaynaklı semer burun deformiteleri için dört hastada ve supratip deformitesinin önlenmesi için dört hastada olmak üzere toplam 11 hastada 3 erkek, 8 kadın; ort. yaş 25.3 yıl; dağılım 19-35 yıl “modifiye uçan kanat” yöntemi uygulandı. “Modifiye uçan kanat” işlemi Jugo’nun tanımladığı şekilde uygulandı. Hastaların durumuna göre hump rezeksiyonu ve mediyal ya da lateral osteotomi uygulandı. Bütün hastalarda yeterli şekilde burun ucu ve kaşlardan burun ucuna kadar estetik açıdan tatmin edici bir burun sırtıyla simetrik ve dengeli bir burun elde edildi. Hiçbir hastada ikinci bir rinoplasti gerçekleştirilmesi gerekmedi.Bulgular: Bütün hastalarımızın ameliyat sonrası dönemi komplikasyonsuz ve uzun dönem takiplerinde sonuçlar tatmin edici idi.Sonuç: Semer burun deformitesinin düzeltilmesinde “modifiye uçan kanat” tekniği kullanılması otogreftlere ilişkin, otogreftlerde eğrilme ve bükülme meydana gelmesi eğilimi gibi, dezavantajları ortadan kaldırır. Bu işlemin ileride supratip deformitesi meydana gelmesi riski altında olan primer rinoplasti olgularında kullanılması bu deformiteyi önler. Bu kombinasyon yaklaşımı, seçilmiş primer rinoplasti olgularında, klasik redüksiyon rinoplastisinin bazı komplikasyonlarını önlerken, estetik açıdan tatmin edici bir burun sağlar. Bu işlemi uyguladığımız 11 hastada uzun dönemde iyi fonksiyonel ve estetik sonuçlar elde ettik
Primary Language | English |
---|---|
Journal Section | Research Article |
Authors | |
Publication Date | February 10, 2011 |
Published in Issue | Year 2011 Volume: 21 Issue: 1 |